27 Kasım 2024

KEL OĞLAN, UZUN ADAMA KARŞI

Ramazan Kara

  Seçime, birkaç hafta kala bu duruma gelinmesi nedeniyle aklımda deli deli sorular var.

  Meral Akşener;

  1- Seçim sürecinin başladığı bir ortamda masayı dağıtan bir hain mi?

  2-Kendi partisinin, A takımda yer alan biri “Kemal Kılıçdaroğlu seçilemez” dediği için istifa ettirecek kadar, Altılı Masaya bağlı olduğu halde, bir takım dayatmalar nedeniyle isyan etmek zorunda bırakılmış biri mi?

  3-CHP sözcüleri, sık sık “Genel başkanımız olmazsa masa dağılır” türü sözler söyledikçe, onları “susun” diye uyarmak yerine mest olan Kemal Kılıçdaroğlu’na, tepkisini öyle göstermeyi uygun görecek kadar bunal(tıl)mış biri mi?

  4-Yıllarca sağ partilerde politika yaptığı halde, sol bir parti olan CHP ile ittifak yapacak kadar gözü kara ve özverili ama sürekli “Biz, milletvekili vermeseydik seçime giremezdiniz” baş kakıncı nedeniyle, ağzına geleni söyleyecek kadar psikolojisi bozulan biri mi?

  5-Milletvekili istemesi bir borç alma ise belediye seçimlerinde o borcu fazlasıyla ödediği için “inceldiği yerden kopsun” diyerek masadan kalkan ya da diğer 4 partinin de, ortak tavrı nedeniyle kalkmak zorunda bırakılan biri mi?

  6- Partisinin oy oranının, büyük oranda düşeceğini bildiği halde “Ne olursa olsun” diyerek ayrılmak zorunda kalan biri mi?

  7-Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu gibi; geçmişte, cumhurbaşkanına etmediği hakaret kalmadığı halde, O’nun safında yer alacak eski genel başkanlar kervanına katılmak için yola çıkmış biri mi?

  8-Yoksa hepimizi “Hırsızın, hiç mi suçu yok” dememiz için uyarmaya çalışan iyi niyetli biri mi?

  Yukarıdaki metin, 05.03.2023’te -yani dün- Değerli büyüğüm, Uğur Yetkin Ağabeye -Whatsapp’tan, O’nun görüşünü almak amacıyla- gönderdiğim bir mesajdır.

  O günden bu yana ben, Sayın Meral Akşener’i veya diğer liderleri suçlamak yerine, durumu anlamaya çalışan yorumlar yazmış biri olarak, aynı çizgideyim.

  Bu yazıyı yazdığım saatlerde; İyi Parti genel başkanı Sayın Meral Akşener “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın, cumhurbaşkanı yardımcısı olması” koşulu ile Altılı Masaya geri dönebileceğini dile getirmişti.

  O halde; günün sorusu, benden olsun “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilir ve Sayın Ekrem İmamoğlu ile Sayın Mansur Yavaş’ı, cumhurbaşkanı yardımcısı yaparsa, o belediye başkanlarının, belediye başkanlığı görevi düşer mi?”

  Düşecekse, benim 2023 cumhurbaşkanı adayım; Zonguldak milletvekili, Sayın Deniz Yavuzyılmaz olur.

  O olmazsa da; başta enflasyonun ateşini düşürmek olmak üzere, ülkemizin birçok sorununu çözmek için, cumhurbaşkanlığına ben, aday (adayı) olurum.

  Seçim sloganım da “Kel Oğlan, Uzun Adama Karşı” ve “11 Ayın Sultanı(Ramazan) 6 Genel Başkana Karşı” olur.

  Aday olabilmem için; 100 imza toplamaya var mısınız?

  Varsanız, toplayabileceğiniz imza sayısını yazarsanız çok mutlu olurum.

  Ülkemizde, 2 seçim ittifakı ver ve bir taraf git(me)mek için karşı taraf da gel(me)mek için birçok hata yapıyor.

  Sözde; her iki cephe de demokrat.

  Oysa, “Demokratım” demekle, demokrat olunmaz. “Demokratım” demek için konuşabilmek yeterken, demokrat olmak için bir ömür gerekir çünkü.

  Yukarıdaki sözü, 20.02.2020’de yazmışım.

  İki ittifakta yer alan partiler arasında, mesafeler var.

  Oysa “Mesafeler, aşılması gereken küçük birer engel olduğu halde -genellikle- arkasına saklanılan bahane olarak kullanılır.

  Bunu da, 01.03.2020’te yazmışım.

  2023 Cumhurbaşkanlığı için aday (adayı) olmayı düşünen biri olarak ben; ülkemizin, içinde bulunduğu durumu da, içinde bulunması gereken ortamı da çok iyi biliyorum yani.

  Ben, bu satırları yazarken; ortalık -hala- toz duman içerisinde olduğu için “Acaba, İyi Parti genel başkanı Sayın Meral Akşener, 2 belediye başkanını önererek; kendisine ‘yamuk yaptığına’ inandığı diğer liderlerin, cumhurbaşkanı yardımcısı olmasının önünü kesmek mi istiyor?” diye düşünüyordum.

  2+4=6 (veya 2+5=7) cumhurbaşkanı yardımcısı olması, ikinci bir Bakanlar Kurulu gibi olur ve abes düşer çünkü.

  Sanırım, Sayın Meral Akşener; adaylık için adı geçen 3 kişiyi de aday gösterilip en yüksek oyu almayı hedefliyor.

  Bu durumda, Cumhur İttifakı adayı “Tek tek gelin” diyebilir (mi?)

  Yazımı bitirirken; birlik-beraberlik ruhu ile sağduyulu davranma ve konuşmaya, en çok gereksinim duyduğumuz bir süreçten geçerken, herkesi ölçülü olmaya çağırıyorum.

  Bu ülke ve benim halkım;, daha çok gerilim ile karşı karşıya yüz yüze gelmeyi hak etmiyor çünkü.