SEÇİM ARASI
Küçük kız, tekerlekli sandalyesine oturmuş parkta arkadaşlarını hüzünle izleyen erkek çocuğun yanına gitti gülümseyerek. Çocuğun annesi arkasında durmuş, tekerlekli sandalyeyi hem itiyor, hem de yönlendiriyordu.
Sonra çocuklar tanışıp, kendi aralarında konuşmaya başladılar. Küçük kız;
-Biliyor musun? Benim de üç yıl önce bacaklarım tutmuyordu ama annem ve babam bana çok inandılar. “Çaba gösterirsem yürüyebileceğimi” söylediler. Ben de onlara inandım ve iki ay önce yürümeye başladım. Senin anne baban sana inanıyor mu? diye sorunca, ayakları sakat olan çocuk “Anne ve babasının bir gün yürüyeceğine inandığını” söyledi.
Küçük kız, o anda ayaklarına baktı çocuğun ve ayakkabılarının olmadığını fark etti ve “Neden ayakkabılarının olmadığını” sordu. Çocuk hayretle;
-Yürüyemediğim için anne ve babam, ayakkabımı mahalledeki çocuklara verdi. O günden sonra da -bana- ayakkabı almadılar” dedi.
O anda küçük kız, sakat çocuğun annesine döndü ve şöyle dedi;
-Benim ailem, bir gün yürüyeceğime gerçekten inanır. Ellerinden geleni yaparak, bana güç verirdi. Bu sayede, tekrar yürüyebildim” dedi. Kadın;
-Mesela, ne yaparlardı sana inançlarını göstermek için? ” diye sordu.
Küçük kız, önce gülümsedi önce. Sonra, kadına dönüp “Bana, her ay yeni bir ayakkabı alırlardı.” dedi.
İnsanlara inandığınızı söylemeyin. Gerçekten inanın.(Yazar Suat Özge)
Cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci tura kalınca; yazıma “İkinci tura kalan adaylar ve O’nlar için çalışanlar; adımlarını, ona göre atsın diye” yukarıdaki yazıyı alıntılayarak başladım.
Daha önce “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olacak, ben de yardımcısı” diye düşünüp rahat uyuyan siyasi parti genel başkanları, “Cumhurbaşkanı yardımcısı olabilmem için Kılıçdaroğlu’nu seçtirmem gerek” diyerek gece gündüz çalışacak mı, çalışmayacak mı?
İkinci turun sonucu, bu sorunun yanıtına da bağlı.
Hüda Par üyesi 4 adayı, milletvekili seçtirerek meclise sokan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında herhangi bir bağ olmamakla birlikte, HDP tabanının desteğini de alarak ikinci tura kaldığı için hep suçlanan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, terörist polemiğine bağlı değil yani.
Kaldı ki; iktidara -Hüda Par ve HDP dahil- hangi parti veya hangi ittifak gelirse gelsin, TÜRKİYE CUMHURİYETİ, TERÖR ÖRGÜTLERİNE TAVİZ vermez, daha doğrusu VEREMEZ.
Ülkemizde; ilk kez, ikinci tur oylamayla cumhurbaşkanı seçilecek.
O nedenle, bir seçmen olarak; 2 adayı, ülkemizdeki tüm televizyon kanallarında izlenebilecek bir ortak yayına çıkmaya çağırıyorum.
Kime, neden oy vereceğimi öğrenmek istiyorum çünkü.
Oy kullanmayan, geçersiz oy kullanan, 2 haftalık süreçte -18 yaşını doldurduğu için- oy kullanma hakkı kazanacak olan %15 civarında seçmen var.
28 Mayıs’ta, sonucu; Sayın Sinan Oğan ve -adaylıktan çekildiği halde- Sayın Muharrem İnce’nin aldığı oyları da ekleyince -toplam %20’yi bulan- 13 milyon civarındaki seçmenin oyu belirleyeceğini de düşününce, sözünü ettiğim canlı yayın bir an önce yapılmalıdır bence.
Canlı yayın umudum, az olduğu için seçmenlere , birkaç çağrıda bulunmak istiyorum.
İlk turda “Cumhurbaşkanı seçmek için oy verirken 2 kere düşün” mesajı veren seçmenlere teşekkür ederken, sandığa gitmeyen seçmenlerin -ikinci tur oylamada- “sandığa gitme rekorunu kırmasını” bekliyorum.
Seçmenlere “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminden yana mısın, Parlamenter Sistemden yana mı? 28 Mayıs’ta; oyunu, bu soruya vereceğin yanıta göre kullan.” diyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kullanacağı dil, oylarını %5 arttırabileceği gibi %5 azaltabilir de.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranının, ikinci turda epey artacağına inanmakla birlikte, bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Bildiğimiz gibi; CHP sözcüleri “İtirazlarımızdan sonra, YSK ile bizdeki sonuçlar, aşağı yukarı aynı” diye özetleyebileceğim açıklamalar yaptı.
Kimin oluşturduğu belli olmayan ama seçmenin sandık ve seçim kurullarına güvenini kırarak, Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek olanların, sandığa gitme oranını düşürmek amacıyla “Aslında; Kemal Kılıçdaroğlu, ilk turda çoğunluğu sağladı ama hile yapıldığı için Recep Tayyip Erdoğan öndeymiş gibi açıklama yapıldı” türü paylaşımların -ikinci turda- Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek olanların, ısrarla paylaşmasının ve özel mesaj olarak, sağa-sola yollamasının mantığını anlayamıyorum.
Bugün, yukarıdaki paylaşımlara inanan bir CHP Gönüllüsü ile sohbet ederken “Bu tür paylaşımlar, Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek seçmenlerin -en azından- bir kısmının, sandığa gitmemesi amacıyla üretilmiş olamaz mı? Hile yaptığına inandığın o kurulların, ikinci turda hile yapmayacağının garantisi var mı?” diye sorduğumda, “İkinci turda, yapamazlar” dedi.
Oysa, ben “Doğru söylüyorsun” demesini ve bana, hak vermesini beklemiştim.
CHP sözcükleri tarafından, benim inanmadığım ve saçma bulduğum o tür paylaşımlar ile ilgili olarak -birkaç gün geçmesine karşın, hala- bir açıklama yapılmadı çünkü.
Millet İttifakı bileşenleri, ya “Gerçek seçim sonucu, böyle olduğu halde; şu sandıklarda, şu kadar olmak üzere toplam şu kadar oyumuz çalındı” desin. Ya da, seçim sonuçlarını içine sindirip ikinci turda, kazanmak için çalışmaya başlasın.
28 Mayıs’ta, oyumuzu; Recep Tayyip Erdoğan veya Kemal Kılıçdaroğlu’na değil Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi veya Parlamenter Sisteme vereceğiz çünkü.
Bildiğiniz gibi; Cumhur İttifakı, TBMM çoğunluğunu aldı. Millet İttifakı da, cumhurbaşkanlığını kazanırsa; Kılıçdaroğlu, karışında olan meclis çoğunluğuna karşın; ülkeyi, Kanun Hükmünde Kararnameler ile rahatlıkla yönetir.
İyi yönetirse, Cumhur İttifakı partilerinden seçilen milletvekillerinin de desteğiyle “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” için yasal düzenleme yapılır ve zamanında veya -küçük bir olasılık da olsa- yasal süreç bitince erken bir seçim yapılır. Başarılı olamazsa da; TBMM veya cumhurbaşkanının kararıyla bir erken seçime gidilir.
Seçimi, Erdoğan’ın kazanması ile ilgili bir şey yazma gereği duymuyorum.
Şu anda, nasıl yönetiyorsa öyle veya benzer bir şekilde yöneteceğine inanıyorum çünkü.
“Kılıçdaroğlu, ilk turda %5 fark yedi. Nasıl kazanacak?” türü sorularla, polemik yaratmak isteyenlerle -Matematiksel açıdan var olan her olasılığın gerçekleşebileceğine inanan biri olarak- polemiğe girmeyeceğim.
Kaldı ki, seçimin sonucunu; ilk turda alınan oylar değil, ikinci turda oy kullanacak seçmen sayısı ve ilk turda, Sinan Oğan’a oy verenlerin eğilimi belirleyecektir.
İkinci turda, her 2 adayın da kazanma şansı var. Sonucu -ilk turda alınan oylardan çok- sandığa gitme oranı belirleyecek çünkü.
Demek ki neymiş; Ülkenin cumhurbaşkanını seçerken, 2 kere düşünüp 2 kere oy vermek gerekiyormuş.
Öyleyse; OY verin, son noktayı kOYverin ama “Cenazenize gelmeyecek siyasiler için tabutunuzu taşıyacak dostlarınızı kırmayın”