27 Kasım 2024

MERAL AKŞENER’İN SERT SÖZLERİ

Ramazan Kara

Milleti İttifakı bileşenleri, sistemi değiştirmek için, daha fazla milletvekili çıkaracak bir politika izlemek yerine, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, cumhurbaşkanı yapmak için çalıştığı halde -seçimden sonra- o hatayı, gündeme getirmek yerine, birbirlerini suçlamaya başladı.
Bir muhalefet ittifakı veya partisinin, iktidara gelmek için, iktidar partisine oy veren tabandan oy alması gerekir.
O nedenle; Sayın Meral Akşener’in, önce “Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e” sloganını kullandığı için pişman olması gerekirdi.
Oysa O, CHP’den istediği 15 milletvekili için pişman olmayı yeğledi.
Sayın Meral Akşener, İyi Partiyi büyütmek istiyorsa, Merkez veya Merkez Sağ oyları almak için politika üretmesi gerekir.
O zaman, en az %17 oy alır ve partisi, ikinci büyük siyasi parti bile olabilir çünkü.
Buram buram insanlık kokan Anadolu Kültürü yok edilip yerine Dizi Film Kültürü yerleştirilmek istenirken -iktidar ve muhalefet sözcüleri ile diğer toplum kuruluşları temsilcileri tarafından- gerekli uyarının yapılmaması, gereken tepkinin gösterilmemesi ve önlemlerin alınmaması ortadayken, muhafazakar tabandan gelen Meral Akşener’in, bunu gündeme getirmesi gerekirdi.
Az önce de, dikkat çektiğim gibi; İyi Parti kurmayları, ülkücü oylardan çok DP, AP, ANAP, DYP tabanının, merkez sağ oylarını almak istese, oy oranı en az%17 olurdu. %30 oy bile alabilirdi.
Ülkücü tabandan gelen ilk destek -kaybedilen- %1 gibi bir dilimin dışında -hala- sürüyor çünkü.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçilseydi; Sayın Meral Akşener başta olmak üzere, ittifak ortağı partilerin genel başkanları, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak “Başarıdaki en büyük pay, benim ve parti tabanımın” türü açıklamalar yapacaktı ama başarısız olununca, hata veya suç ortada kaldı.
CHP’li dostlarım “İyi Parti’ye 15 milletvekili verdik” diye başlayan cümleler kurmaya başlayıp “Onlar da bizi hep desteklesin” diye bitirince “Belediye başkanlıkları kazandıran İyi Parti’ye, 15 milletvekili verme olayı anımsatıldıkça ters teper” diye özetleyebileceğim şeyler söyledim. Sayın Meral Akşener’in, bir ara masadan kalkmasını da, buna bağladım.
İyi Parti’ye -ödünç- 15 milletvekili veren ama HDP ve İyi Parti tabanından aldığı destekle belediye başkanlıkları kazanan CHP genel başkanı; toplam oyları, İyi Parti oylarının yarısı bile etmeyen 4 siyasi partiye -bol keseden- milletvekilliği dağıtınca da “İyi Parti yöneticileri, yerel seçimlerde -CHP’den- küçük partilere verilen milletvekilliği oranında belediye başkanlığı ister” diye yazmıştım.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu “15 milletvekili verme olayını” hiç gündeme getirmediği halde; hem o konuda konuşanları, hem de “Seçimi, İyi Parti ve Meral Akşener yüzünden kaybettik” diyenleri susturamadığı için Sayın Meral Akşener’in sabrı taştı ve “Öfkeliyken konuşursan, pişman olacağın en güzel konuşmayı yaparsın” sözünün gereğini, ikinci kez yaptı.
O konuşma; hem Meral Akşener’e olan güveni azalttı, hem de “Altılı Masa ve Millet İttifakı dağılır mı?” diye bir soruyu gündeme taşıdı.
Millet İttifakı dağılırsa ne olur?
Cumhur İttifakı bileşenleri, birbirlerine daha çok yaklaşır.
CHP, İyi Parti ve HDP bağımsız olarak hareket eder veya yanlarına, birkaç küçük parti katılabilir.
Demokrat Parti, CHP veya İyi Parti’ye yaklaşır.
DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi -Milli Görüşten gelenler olarak- yeni bir ittifak oluşturabileceği gibi, İyi Parti veya CHP’ye yaklaşabilir.
Seçime; CHP, İyi Parti ve HDP bağımsız, Cumhur İttifakı ve Milli Görüş İttifakı, ittifak olarak giderse, Cumhur İttifakı %5 ile 10 arasında oy kaybeder.
Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve HDP olarak seçime gidilirse de, Cumhur İttifakı adaylarından birçoğu belediye başkanı seçilir.
Bağımsız bir Milli Görüş kanadı olmazsa, o tabanın oylarını, Cumhur İttifakı bileşenleri alır çünkü.