ANAYASAYI BEN Mİ DEĞİŞTİRECEĞİM, ARKADAŞ?
Genel Seçimlerden birkaç ay önce, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu –hiç gereği yokken- başörtüsü için yasal düzenleme çağrısı yaptı.
O çağrıya karşılık olarak; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da “Yasa Değişikliği öyle olmaz, böyle olur” diyerek anayasanın değiştirilmesini önerdi.
Birkaç gün karşılıklı laf üretildikten sonra, Anayasa tartışması rafa kaldırılmıştı.
Cumhurbaşkanımız, anayasa değişikliğini tekrar gündeme taşıdı.
Bu yüzden; ülkemizin gündemi, geçim sıkıntısı iken –bir anda- “Şimdi Tasa, Anayasa” oluverdi.
Yeni bir anayasa yapmak veya anayasada köklü değişiklikler yapmak isteyenler “Nasıl bir anayasa düşündüğünü” keşke, seçimden önce dile getirseydi ve biz seçmenler oyumuzu ona göre kullansaydık.
Anayasa değişikliği, sık sık gündeme gelse de; siyasi parti temsilcilerinin, bir araya gelip ortak bir noktada buluşarak –maddeleri ve içeriği- yıllarca tartışılmadan uygulanacak bir anayasa veya anayasa değişikliği yapacağına inanmadığım için 25.08.2015 tarihinde yayınlanan yazımı, tekrar yayınlıyorum.
Anayasalar, adından da anlaşılacağı gibi bir toplumun temel yasasıdır ve diğer yasalar o anayasaya uygun olmak zorundadır.
Yalnız yasalar değil yasayı uygulayanlar başta olmak üzere o ülkede yaşayan herkes o anayasanın kurallarına uymak zorundadır.
Ancak benim ülkemde bir başbakan çıkıp “Anayasayı bir kez ihlal etsek bir şey olmaz” diyebilir. Tıpkı bir cumhurbaşkanının “Fiilen anayasa hükümleri geçersiz kalmıştır. Bu nedenle, bir an önce yasaların fiili duruma uydurulması zorunludur” anlamına gelen şeyler söylemesi gibi.
Çünkü şairin dediği gibi “Bir başkadır benim memleketim”
Benim bildiğim kadarıyla halkoyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı Kenan Evren’dir ama nedense bir kısım medya başta olmak üzere sayın cumhurbaşkanımız ve pek çok siyaset adamı “Halkoyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyor.
Söylenen başka bir şey de “Cumhurbaşkanının arkasında halk desteği var” söylemi.
Sanki bundan önceki cumhurbaşkanlarının arkasında halk desteği yokmuş gibi.
Askeri darbelerden sonra emrivaki ile gelen cumhurbaşkanları dışında tüm cumhurbaşkanlarını halkın temsilcileri olan parlamenterler seçmedi mi?
Parlamenterler, halkın kendisi olmasa da temsilcileri değil mi?
Ülkemiz, Yasama-Yürütme-Yargı erklerine saygılı demokratik yaşama geçtikten sonra öyle veya böyle anayasalarımız oldu.
1961 Anayasası, kimi çevrelere göre topluma, bol geldiği için 1971 de kısmen değiştirildi. 1982’de de tamamen ortadan kaldırıldı.
1982 Anayasası yapılırken; hukukçuların anayasa maddelerini enine boyuna tartışmalarına fırsat verilmeden, Milli Güvenlik Konseyi üyeleri tarafından atanan birkaç hukukçu tarafından alelacele ve düz mantıkla yapıldığı için pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi.
Hala tartışılıyor olmasının nedeni de bu olsa gerek.
O günün koşullarında 1982 Anayasası, %92 gibi bir halkoyuyla kabul edildi. O günden bu yana yaklaşık 160 maddesi değiştirildi.
1982 yılından bu yana ülkemiz o anayasa veya o anayasanın değiştirilen maddelerine göre yönetildi.
Hatta bir kaç ay sonra o anayasa hükmü gereğince yeniden seçim yapacağız.
Bu anayasadan hala her kesim şikayetçi. O kadar anayasa değişikliği yapıldığı halde hala şikayetçi olunan maddeler bulunmasını anlayamıyorum.
Yeni gelinin “Hem ağlar hem giderim” demesi gibi hem bu anayasadan hep şikayetçi olanları hem de o anayasaya yaslanıp seçilerek milletvekili, bakan, başbakan, meclis başkanı ve cumhurbaşkanı olanları anlayamıyorum.
Anayasayı ben mi değiştireceğim, arkadaş