FATMA YÜKSEL ERDİN ÖĞRETMENİMİN ARDINDAN
Aramızdan, Ekim ayında ayrıldığı halde, bana çok acı veren ölüm haberini Kasım ayında öğrendiğim Fatma Yüksel Erdin, yaşantıma; ortaokulda okuduğumuz yıllarda, Sosyal Bilgiler öğretmenim olarak iz bırakmaya başlayan öğretmenlerimden biri olarak girdi.
Yazıma; sevgisini hep yüreğimde hissettiğim öğretmenim ile ilgili bir anımı anlatarak başlamak istiyorum.
Rahmetli annem, bizi okula gönderirken “Laf, gözden anlaşılır. Öğretmeniniz ders anlatırken -hep- gözünüz gözünde, kulağınız sesinde olsun” derdi.
Annemin verdiği öğüdü, yüzde yüz uyguladığım için sınav günlerinde, ayrıca ders çalışmama gerek kalmıyordu.
Dersin konusunu, en küçük ayrıntısına kadar sınıfta öğreniyordum çünkü.
Yüksel Öğretmenim, ilk dersimize girdiği gün; sınıfın ortasına denk gelen, en öndeki sırada oturduğum ve yanımda oturan arkadaşım o gün okula gelmediği için sıramızın üstüne oturup bir yandan ders anlatmaya, bir yandan da anlattığı konu ile ilgili sorular sormaya başladı.
Annemin öğüdü aklımda, öğretmenim de hemen önümde olduğu için öğretmenimin yüzüne bakmak için gösterdiğim çaba öğretmenimin dikkatini çekmiş olmalı ki
Önce “Senin adın ne oğlum?” diye sordu. Adımı söyledim.
Birkaç dakika sonra da başımı okşayarak “Neden bu kadar dikkatli bakıyorsun, Ramazan Kara?” dedi.
Ben de “Öğretmenim, annem öyle öğütlüyor” dedim.
Yanıtımı duyan öğretmenim, annemin “Ne iş yaptığını, hangi okulu bitirdiğini” sordu.
Annemin okuma-yazma bile bilmeyen bir Yörük kadını olduğunu öğrenince şaşırdı ve birkaç dakikada, iki kere “Annene çok selam söyle ve benim için ellerinden öp” dedi.
Yüksel öğretmenim ile ilk içten sohbetimiz öyle başladı.
Tüm çocuklarının eğitimli olmasını isteyen ve kocasını kaybettiği için bize hem annelik hem de babalık yapan bir annemiz olduğu için derslerime düzenli çalışıyordum. Derslerim çok iyi olduğu için de okulun sevilen öğrencilerinden biriydim. Öğretmenlerimi de çok seviyordum.
Yüksel öğretmenimi de çok seviyordum ve sanırım annem ile ilgili verdiğim yanıt hoşuna gittiği için “Ne bakıyorsun, Ramazan Kara?” diye sorduğunda çok mutlu olurdum.
Öğretmenim, arada bir de olsa “Annene selam söyle ve O’nu hiç üzme Ramazan” dediğinde daha çok mutlu oluyordum.
Annemin de istediği gibi ortaokuldan sonra liseyi, liseden sonra da eğitim enstitüsünü bitirerek öğretmen oldum.
İnsan öğretmen olunca öğretmeninin, anne-baba olunca da anne-babasının değerini, yaparak ve yaşayarak daha iyi anlıyor.
Birkaç öğretmenim dışında öğretmenlerimin izini kaybettiğim için Yüksel öğretmenimden de uzunca bir süre haber alamadım.
Liseyi bitirdikten 42 yıl sonra, yakın dostlarımın da desteğiyle -Facebookta- “Serik Lisesinde İz Bırakanlar” adlı bir grup kurarak okul arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi bir araya getirebilmek için çalışmaya başladım.
Yüksel Öğretmenim ile yeniden iletişim kurmamız da o zaman başladı.
Kendimi tanıtır tanıtmaz “Ramazan, annen yaşıyor mu? Yaşıyorsa selamımı söyle ve ellerinden öp” dedi. Annemi kaybettiğimizi duyunca üzüntüsünün sesine karıştığını hissettim.
İlk toplantımıza gelemese de sonraki toplantılarımızdan birine katılan öğretmenimi yolda karşılayarak kalacağımız otele getirmek üzere beklemeye başladıktan birkaç dakika sonra öğretmenimle yıllar sonra yüz yüze geldik.
Birbirimize sarılıp özlem gidermeye çalışırken öğretmenim “Ramazancığım, seni buraya kadar yordum. Kusura bakma” deyince “Öğretmenim, ne yorgunluğu? Ben sizi, o kadar çok özledim ki; gel beni İstanbul’dan al deseniz gelip alırdım” diyebildim.
Annemi andı. Üzüldü.
Aramızdan ayrıldığını öğrendiğim gün, Melahat Tur ve Servet Hanoğlu Öğretmenimle konuşurken, bu anımı anlatınca -ikisi de- “Yüksel, annesini çok küçük yaşta kaybetmiş Ramazan” deyince “Acaba annemi, ikinci annesi olarak mı görmüştü?” diye düşünmeye başladım.
Yukarıda sözünü ettiğim toplantımız bittikten sonra Yüksel Öğretmenim ile yüz yüze bir daha görüşemedik ama telefonla sık sık görüşüyorduk.
Rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldıktan sonra erkek kardeşiyle, telefonla ilk kez görüştüğümüzde “Sizi tanıyoruz. Ablam, hep bahsederdi” oldu.
Aramızdan ayrıldığını öğrendiğimde telefonla aradığım kız kardeşi de aynı sözü söyledi “Sizi tanıyoruz. Ablam, hep bahsederdi”
Yüreğinde ve anılarında yer vermenin yanında beni kardeşlerine de anlatacak kadar değer veren öğretmenime rahmet, sevenlerine sabır ve dayanma gücü dilerim. Mekanı cennet olsun.