27 Kasım 2024

İşkolik Ebeveynlere Sahip Çocukların Gelişimi

Hiçkimse ailesini ihmal edecek kadar yoğun değildir.
İskolik ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını sadece maddi kaynaklarla giderebileceklerini sanmaları ihmalin temelini oluşturuyor. Keşke zamanı da parayla satın alabilseler. Ne yazık ki satın alamadıkları gibi bir de çocuklarının da ömründe bir kez olacakları çocukluklarından anne babalarını çalıyorlar. Farkında değiller. Gelişimlerine olumsuz etkileri çok büyük

 
Yonca Yiğit   Çocuk Gelişimci

 

Böyle bir başlığın altına giriş ilk öncelikle ihmal nedir, ürleri nelerdir, bahsederek giriş yapmak gerekir diye düşünüyorum. Nitekim sevdiklerine zaman ayırma hatta yaratma problemi yaşayanlar karşılarındaki kişi kaç yaşında olursa olsun, o kişi ihmal etmektedir.

Peki ihmal tanım olarak ne anlama geliyor?

Boşlamak, ilgi duymamak, dikkat edilmesi gereken bir hususta özensiz davranmak bir başka deyişle umursamamak, lakayt davranmaktır.

İhmal türleri nelerdir?

Prenatal ( annenin gebe iken bebeğin hayatını tehlikeye atacak girişimlerde bulunması ) ihmal. Tıbbi ihmal. Duygusal  ihmal. Toplumsal ( sosyal ) ihmal. Eğitimsel ihmal. Cinsel ihmal. Fiziksel ihmal.

İşkolik ebeveynler hangi özelliklerle varlığını sürdürüyor!?

Hayatı verimli yaşamaktan uzaklaşarak sahip oldukları sanata yoğun ilgi duymaları, neredeyse yaptıkları iş için yaşayan bu kişilerin en belirgin özelliği iş hayatının dışında sosyal bir hayatlarının olmaması ve ailelerini ihmal etmeleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağımlılık ekonomik olarak zorunluluk olarak gözükse de bir süre sonra bir bahane haline geliyor.

Hiçkimse ailesini ihmal edecek kadar yoğun değildir. Bağımlıdır. ‘ kolik ‘ ile biten bütün kelimelere dikkat!

Duygusal ve sosyal rollerinin sorumluluklarından uzaklaşan zihin yapıları ile çocuklarının ihtiyaçlarını sadece maddi kaynaklarla giderebileceklerini sanmaları ise ihmalin temelini oluşturuyor. En önemli noktası ise bu konuda ebeveynlerin çocukları için zaman ayıracağı zaman verdikleri süre boyunca saatlerinin gittiği, bu nedenle yetiştirilememiş işlerinin olacağı düşüncesinden kurtulamayıp, ayrılacak zaman dilimini her zaman ertelemeleri veya tamamen ortadan kaldırmaları olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuçları gelişimsel açıdan neler doğuruyor?

Yoğun iş temposuna kaptıran ebeveynlerin tahammül sınırları neredeyse yok olmaya yüz tutmuşken en başta iletişim kopukluğu cereyan ediyor. Bu da alıcı dil ile ifade edici dil becerileri kapsamında özellikle erken çocukluk döneminde olan bir çocuğa sahipseler, olumsuz etkileniyor. Dil gelişimi alanında yeterli beceri ve tutum sahibi olamıyorlar. Ancak en çok yara alan gelişim alanı ise sosyal ve duygusal gelişim alanı, bu alanda b,rey olarak beceri edinememeleri olarak kendisini çok ciddi bir şekilde gösteriyor.

Bu ebeveynler işkolik oldukları için ne kadar toplumda olumlu olarak karşılansa ve başarılı kişiler sayılıyor olsalar da aile hayatında çocuklar ebeveynlerinin yokluğunu derinden hissedebiliyorlar. Evde olduklarında dahi akılları işlerinde kalıyor ve çocuklarının düşüncelerine ve duygularına odaklanmakta güçlük çekiyorlar. Bu yüzden çocuklarını tanıyamıyorlar.

Neredeyse iletişim hiç yok gibi!

İşkolik bir ebeveynle büyüyen çocukta, kendisinin ebeveynin işinden daha az önemli olduğu düşüncesi yerleşiyor. Kendisinin değersiz bir birey olduğu düşüncesine kapılıyorlar. İşkolik ebeveynler çocuklarının başarılarında ve önemli anlarında hatta doğum günlerinde dahi yanlarında bulunmuyor. Bu da çocukların kendi başarılarının ve kendilerine ait özel günlerin önemsiz olduğunu düşünmelerine yol açıyor. Bu sebeple bu çocuklarda okuldan kaçma, madde ve alkol kullanımına yönelme gibi davranışlar görülebiliyor.

Çağımızda en çok görülen bir başka bağımılık türü olan ekran bağımlılığına kendilerini bırakabiliyor veya doğrudan ebeveynleri tarafından ekrana maruz bırakılabiliyorlar. Bunu da çocuklarının odağından kurtulmak olarak tanımlıyorum ben. Sonucunda duygusal sosyal anlamda çocukların yetişkinlik dönemlerinde düşük öz güven ve düşük özdeğerlerin izleri görülüyor. Ayrıca güvensiz bağlanma yaşadıkları için tam anlamıyla sağlıklı bir gelişim seyri izleyemiyorlar.

Çocuklar stresli büyüyor!

İşkolik ebeveynler ayrıca otoriter anne baba tutumuna sahip olabildikleri gibi çocuklarından sorgulamadan onların dediklerine itaat etmelerini bekleyebiliyorlar. Bazen koydukları kuralların sebeplerini açıklamadan, “Canım öyle istiyor. Bunu ben istediğim için bu şekilde yapacaksın. Bunları alıp bitir” diye geçiştirebiliyorlar. Otoriter ebeveynler, sorunları konuşmaktansa çocuklarını cezalandırmaya daha yatkın olabilyorlar. Bu ebeveynler çocuklarının sevgisini, onların ne derece söz dinlediği üzerinden değerlendirip üzerine yeteri kadar ilgilenmeden ölçmeye kalkıyorlar. Oysa sevgi neyi ne kadar ve nasıl istediğiniz ile değil bir evlat olduğu için karşılığı olmaksızın gösterilmesi gereken bir şey değil midir? Ne tuhaflar!

Keşke işinize aşık olduğunuz kadar günde birden fazla kez kısa kısa da olsa onlarla iletişim kurup, temas içerisinden olabilseniz? Ama nerede!!!

Cezalandırma, yoğun olan işlerinden veya işlerine yoğunlaştırdığı düşünceleri dağılmasın diye kendileri için kullandığı bir araç haline gelmiş olsada ( ki çok yanlış, cezalandırma doğru bir pekiştireç değildir ) bilişsel açıdan çocukların hatalarından doğruya ulaşma imkanı tanımadığı gibi, becerilerini keşfetmelerini de kısıtlıyor. Akademik başarısızlığı da peşinden getiriyor.

İşkolikler ihmalkar oldukları kadar ve mükemmeliyetçidirler, çocuklarına kendi istedikleri amaçlar doğrultusunda baskı uyguluyorlar. Öyle ki sözlü veya fiziksel şiddet bile gösterebiliyorlar. Bu ebeveynlerin genellikle kendi başaramadıklarını şeyleri çocuklarına yaptırmak istedikleri görülüyor. Ne kadar tehlikeli öyle değil mi?

İşkolik ebeveynlerin çocuklarında ayrıca fiziksel ve tıbbi ihmal de söz konusu olacağı için çocukların bedensel sağlığı da olumsuz etkilenebiliyor. Ee zamanları yok ki baksınlar. Oysa çalışmak yeteri kadar çocuklarına zaman ayıramayacakları anlamına gelmiyor.

Bakıcının vereceği ilgi ebeveynin vereceği ilgi ile eşdeğer değildir. Bunu buraya yazmakta fayda görüyorum.

Keşke zamanı da parayla satın alabilseler. Ne yazık ki satın alamadıkları gibi bir de çocuklarının da ömründe bir kez olacakları çocukluklarından anne babalarını çalıyorlar. Çok kötü! Farkında değiller. Akşam 1 saat ilgilenseniz kaç TL! Bir de böyle eleştireyim. Sert oldu biraz ama olsun,. Soğuk su etkisi olur belki kim bilir …

Yeteri kadar ilgi görmeyen bu açıdan ihmal edilen çocuklar özetle gelişimsel olarak gerilik veya gecikme yaşamaları, dolayısıyla yaşında olması gereken gelişimsel yaşam ve akademik becerilerini edinememesi, kendi farkındalığını keşfedememe, aile içinde verilmesi gereken cinsel gelişim ve mahremiyet eğitimi alamama, sevgi yoksunu bir çocuk olarak büyüme, bir oyunu, akademik çalışmayı başlatıp devam ettirmede güçlük, regresyon yaşama, yeterli ve dengeli beslenemediğinden psikomotor gelişimde aksaklıklar, yalnızlık ve korunmasızlık hissi, varlığını gösterebilmek veya göremediği ilgiden dolayı öfkesini kusmak için akran ilişkilerinde zorbalıkta bulunma, çocuğun kötü alışkanları bilinmediği veya göz yumulduğu için bağımlısı olabileceği durumlara yöneliminin artması, suça sürüklenebilecek durumlara açık hale gelmesi, davranış bozuklukları gözlenebilir. Hatta yeteri kadar takibi yaptırılmamışsa ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabilir, aman benden söylemesi.

Kıymetli ebeveynler. Zaman akıyor. Halen vakit varken değerlendirin. Kısa süreli de olsa çocuklar için etkili olabilecek girişimlerde bulunun. Hayal dünyalarını iyi bir anne baba iziyle ışıklandırın.