CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“EKREM BAŞKANA SAHİP OLDUKLARI İÇİN MUTLULAR”
“İstanbul’daydım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte yaptığı hizmetlerin bir bölümünü birlikte gezdik. Anadolu Hisarı’nı yeniden onarıyor. 10 metro inşaatı aynı anda devam ediyor. Finans kaynaklarının tamamını sağlamış durumda. Yerebatan Sarnıcı’nı yeniden restore ediyor. Orayı da sadece İstanbulluların değil tüm dünyanın hizmetine açacak. İstanbullular Ekrem başkan gibi bir başkana sahip oldukları için son derece mutlular. Ayrıca orman alanlarını da İstanbullularla buluşturdu. Dolayısıyla İstanbul yaşanabilir bir kent haline geliyor.”
“ZAMMI YAPAN SENSİN HANGİ BELEDİYE BAŞKANI ZAM YAPMAK İSTER?”
“Akaryakıt zamları dolayısıyla haksız eleştiriye muhatap oldum. Elektrik, doğalgaz, akaryakıt zammını yaparsın belediye bu zamlarının yüzde 40 oranında zam yaptığında kıyameti koparırsın. Emin olun bu iktidarı anlamakta zorlanıyorum. Zammı yapan sensin, hangi belediye başkanı zam yapmak ister? Dünyanın zammını yapıyorsun milleti perişan ediyorsun, belediye başkanı ayak uydurmak istiyor kıyameti koparıyorsun. Buna kısaca ikiyüzlülük derler. Bu iktidarın da temel hedefi iki yüzlülüğü dünyaya duyurmak.”
GAZETECİ İBRAHİM HASKOLOĞLU
“Gazeteci İbrahim Haskoloğlu gece 11’de (23:00) evinden alındı. Bunlar açıklama yapmışlardı. ‘Gece baskınları olmayacaktır. Yeni bir düzeni, adaleti getiriyoruz’ diye. Bunlar yapamazlar. Bunlar demokrasiyi, özgürlüğü getiremezler. Bunu getirecek olan biziz, Millet İttifakı’dır.”
ALP EMEÇ: BU ÜLKENİN BÜTÜN AYDINLIK İNSANLARI SENİN ARKANDA
“Genç bir üniversite öğrencisi de önce tweet attı diye önce gözaltına alındı sonra hapse atıldı Alp Emeç. Sakın moralini bozma, bugün hapishanedesin ama yarın çocuklarına verdiğin demokrasi mücadelesini bu örnekle anlatacaksın. Moralini bozma, gözlerinden öpüyorum. Bu ülkenin bütün aydınlık insanları senin arkanda.”
“KAÇAK ÇAYLARI RİZE MEYDANI’NDA YAKACAĞIM”
“Çay konusunda bir kanun teklifi hazırlanmıştı. TBMM’ye gelmişti ama AK Parti ve MHP milletvekili bizim getirdiğimiz kanun teklifini retdeettiler. Çay, fındık üreticilerini perişan etmeye kararlıyız diyorlar. Bunun üzerine bizim Rize İl Başkanlığı ‘Açıklanan yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan çay teklifimiz iktidar ve ortakları tarafından reddedilmiştir’ diye bir pankart hazırladı. Korkudan kimse asmadı. İl Başkanlığı’na astılar. Korkularından gelip pankartları indirdiler. Neden korkuyorsun kardeşim? Rizeliler şu anda yüzünü CHP’ye dönmüş durumda. Rize’de söz verdim. Kaçak çayları Rize Meydanı’nda yakacağım.”
“BANA İNANMIYORSAN BÜLENT ARINÇ’I DİNLE”
“En büyük dramı yaşayanlar emekliler, geçinemiyorlar. Bayramda torunları, evlatları gelecek. Torunlarına en azından rahat bir harçlık verebilsinler diye grubumuzun imzasıyla emeklilere asgari ücretin neti tutarında bir bayram ikramiyesi verelim diye indirildi genel kurula. Genel Kurulda bekliyor. Size verilecek ikramiye asgari ücretin neti kadar olacak. Beşli çeteye verdiğinin binde birini emekliye vereceksin. Sarayda oturan ve birazda vicdan sahibi olan bir kişi daha var. Sayın Bülent Arınç. Bana inanmıyorsan Arınç’ı dinle.”
“YANDAŞLARINA YÜZDE 190 ZAM YAPTILAR”
“Açlık sınırı 4 bin 928 lira, asgari ücret 4 bin 253 lira. Olacak bir şey değil ama saray ayrı havalarda. Saray ve şürekası ceplerini doldurmakla meşgul. Ne emekliyi ne asgari ücretliyi düşünür. Yandaşlarını atadılar Türk Hava Yolları’na. Onlara huzur hakkı yüzde 190 zam yapılarak veriliyor. Emekli kardeşim sana sesleniyorum sen 4 bin 253 liraya talim ederken, emekli bin liralık ikramiye talim ederken kendi yandaşlarının aylıklarına yüzde 190 zam yaptılar.
8 bin 678 lira huzur hakkı alıyorlardı bunu 25 bin liraya çıkardılar. Şimdi ben senin vicdanına, ahlakına, adaletine sesleniyorum emekli kardeşim. Sen ay başını zor getirirken, kahveye bile gitmezken, yüzde 190 zam yapmak huzur hakkını 8 bin 678 liradan 25 bin liraya çıkarmak doğru mudur yanlış mıdır?”
“BİZ NEDEN 3 MİLYON 800 BİN SURİYELİYE BAKMAK ZORUNDAYIZ?”
“Suriyeli sığınmacılara değinmek istiyorum. Bir sabah, ’24 saat içinde Emevi camine gideceğiz ve namaz kılacağız’ diye açıklama yaptılar. Bu lafı ettiler, bir süre sonra baktılar ki 3 milyon Suriyeli Türkiye’ye gelmiş. Şu yönetim, devlet anlayışına bakar mısınız? Hedef koymuşlar 24 saatte gidecekler tam tersi 3 milyon 800 bin Suriyeli Türkiye’ye geliyor. Buraya gelenler burada kalmak istemiyor daha gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar.
Avrupalılar bizimle masaya oturdular. ‘Bunlar sizin topraklarınızda kalsın. Bize gelenleri biz size iade edeceğiz size biraz para verelim siz bunlara bakın’ dediler. ‘Dolar’ deyince vazgeçtiler geri kabul anlaşmasını imzaladılar. 3 milyon 800 bin Suriyeli şu anda Türkiye’de hapiste. Bir yere gidemiyorlar. Gitseler Geri Kabul Anlaşması’na göre Türkiye’ye iade ediliyorlar. Dünyada hangi devlet böyle yönetilir? Biz neden 3 milyon 800 bin Suriyeliye bakmak zorundayız.”
“BU NASIL BİR OMURGA?”
“Erdoğan 14 Şubat 2020’de ’40 milyar dolardan fazla Suriyelilere para harcandı’ dedi. Şimdi 2022’deyiz demek ki 50 milyar dolardan fazla para harcandı. 50 milyar dolar hangi Suriyelilere verildi? Nasıl buharlaştı? 50 milyar doları Suriyelilere versen bütün Suriyeliler Türkiye’de han hamam sahibi olur. Hangi Suriyelilere verildi? Nereye gitti bu para? 15 Nisan 2022, ‘Dün Irak’tan, Suriye’den Afganistan’dan gelmişlerdi bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Bu güzel ülkede ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz’ diyor.
Dün bir açıklama yaptı. ‘Tek başına bırakılmış olsak da…’ diyor. Türkiye yalnız bırakılmış. Sen bıraktın. Geri Kabul Anlaşması’nı Bay Kemal mi imzaladı? ‘Emevi camisinde namaz kılacağım’ diyen Bay Kemal miydi? Sendin. İtiraz eden Bay Kemal’di. ‘Suriyeli kardeşlerimizin dönüşü için elimizden geleni yapacağız’ diyor. Nasıl bir omurga bu? Nasıl dönüyorsun 180 derece? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyoruz. Halkın nabzının en iyi tutan partinin CHP olduğunu gösteriyor
“BAHÇELİ DE 180 DERECELİK BİR ÇARK ETTİ”
“Bahçeli de 180 derecelik bir çark etti. O da açıklama yapmış. ‘Demografimizi, istikbalimizi düşünmek zorundayız. Bayramda ülkelerine giden sığınmacıların dönmesine gerek yoktur’ diye. Günaydın. Sayın Bahçeli bunların tamamı bayrama gidecekler sonra gelecekler. Bunları getirecek kişi de Süleyman Soylu. O işten sorumlu olan, senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına dönüştüren odur. O kişinin mültecilerle falan bir ilgisi yok. Onun bütün vakti uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirmek. İçişleri Bakanı zaten yok hükmünde.”
YARGITAY’IN MAN ADASI KARARI
“Man Adası belgelerini açıklayarak Erdoğan ailesinin Man Adası’nda 1 Sterline şirket kurduklarını. Bu şirketle aralarında milyonlarca dolarlık para alışverişi olduğunun belgelerini açıklamıştım. Erdoğan, yandaş medyası itiraz etti. ‘Sahte’ dediler. Mahkemeye verdiler, dava açıldı. Baktılar ki buradaki hakimler namuslu, dürüst hakimler o zaman o hakimleri değiştirdiler. Yerlerine sarayın hakimlerini getirdiler. O hakimler tazminata mahkum ettiler.
Biz itirazımızı sürdürdük. 4. Hukuk Dairesi’nin başkan ve vekillerini de değiştirdiler. Sonra Yargıtay’a geldik. Yargıtay’da vicdan sahibi, namuslu hakimler var ve onlar kararlarını verdiler. ‘Bu belgelerin sahteliği konusunda herhangi bir tespit bulunmamaktadır’ diyor.
Erdoğan ve ailesi neden bunu yapar? 1 sterlinlik şirket vergi cennetlerinde kurarlar? Milyonlarca dolar gidip geliyor. Kendi ülkesine vergi vermemek için. Ekmek alırken vergi veriyor emekli, işçi, memur. Beş kuruş vergi vermeyenler Erdoğan ailesinin akrabaları.
Bunu dile getirdim ki gereğini yap kardeşim. Erdoğan vergi cennetlerinin listesini yayınlayacak 2006-2022 yayınlamıyor niye? Damat dışardan para getiriyor. Oğlu dışarıdan, kardeşi dışarıdan para getiriyor. Bundan kim cesaret alıyor? Uyuşturucu baronları. Onların arkasında da Erdoğan var. Bunun üzerine tekrar dava açacak. Sanacak ki ben korkacağım geri adım atacağım. Sen bu kardeşini daha tanımadın, haklı olduğumuz sürece geri adım atmayız biz.”
“ERDOĞAN İLE BİLAL ERDOĞAN ARASINDAKİ KONUŞMA”
“Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen bunlar da BUMEZ diye şirket kuruyorlar Man Adası’nda. Oradan da paralar geliyor. Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasındaki konuşmayı okuyorum size. Bilal Erdoğan, ‘Dün Sıtkı Ayhan geldi. Ondan sonra işte bir türlü işte doğru şekilde transfer işlemini yapamadığını bir 10 milyon dolar filan olduğunu şimdiki kadar birikenin ondan sonra onu istediğimiz zaman verebileceğini falan’ diyor. Tayyip Erdoğan oğlunun sözünü kesiyor ‘Sakın alma sakın alma 10 milyon doları sakın alma’ diyor. Bilal Erdoğan, ‘Ben almayacağım’ diyor. Tayyip Erdoğan, ‘Yok yok, hayır alma kendisi bize ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin. Getirmeyecekse gerek yok, başkaları getiriyor da o niye getirmiyor’ diyor. Bilal Erdoğan, ‘Tamam babacığım’ diyor.
Bu bandı getireceğim mahkemeye. Devleti soyan insanlardan cumhurbaşkanı olur mu? Kul hakkı yiyen adamdan cumhurbaşkanı olur mu? ‘İspat edersen Cumhurbaşkanlığını bırakırım’ dedi. İspat ettik, ne yapacaksın şimdi? 50 tane kılıf uyduracaklar. Havuz medyası yazıyor. Ne yazarlarsa yazsınlar. Erdoğan beni tanımıyor daha bir şeyi söylüyorsam mutlaka belgesini elimde tuttuktan sonra söylerim. Millete, ‘Cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ dedin. O zaman gereğini yap.”