ÜÇÜNCÜ İTTİFAK veya İKİNCİ MİLLET İTTİFAKI

Seçim Yasasında yapılan son değişikliklerin en dikkat çeken yönünü, şöyle özetleyebiliriz:
Değişiklikten önce; büyük partiler -milletvekili çıkaramayan veya artık oylardan yararlanarak, daha fazla milletvekili kazanmak için- küçük partilerin oyuna gerek duyuyordu.
Değişiklikten sonra; küçük partiler -ülke barajını aşarak milletvekilli çıkarabilmek amacıyla- büyük partilerin şemsiyesi altında toplanma gereği duyuyor.
Küçük partiler, bir araya gelerek yeni bir İttifak kurup -aralarındaki- bir partinin listesinden milletvekili seçilme yoluna giderse daha çok milletvekili çıkarabileceğini tahmin ediyorum.
Son günlerde, gündeme oturan “Üçüncü İttifak” söylemini, bu açıdan değerlendiriyorum ve Üçüncü İttifak’ın, Millet İttifakı’ndan kopan bir ittifak değil -Millet İttifakı bileşenlerinin- Cumhur İttifakı tabanından daha çok oy alarak, en az 360 milletvekili çıkarabilmek hedefine dönük bir çıkışı olarak görüyorum.
Üçüncü İttifak kurulduğunda; daha çok trol hesaplar tarafından gündeme getirilen “Abdullah Gül veya Haşim Kılıç gibi biri aday gösterilecek” söylemi gündemden düşeceği için Millet İttifakı’nın omurgasını oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Parti tabanının da rahatlayacağına sanıyorum.
Saadet Partisi genel başkanı, Sayın Temel Karamollaoğlu “Erbakan yaşasaydı, CHP ile birlikte hareket ederdi” diye özetleyebileceğimiz açıklamayı yaptıktan sonra -özellikle Cumhur İttifakı bileşenleri tarafından- epey eleştirildi. Hiç beklenmedik bir anda “Üçüncü İttifak da olabilir” çıkışının nedeni, o yıpratma eylemine misilleme olabilir bence.
Milli Görüşçüler ile Adalet ve Kalkınma Partisinden kopanların oluşturacağı bir ittifak; hem Cumhur İttifakı tabanından kopan ve -şu anda- kararsız olan seçmenden toplam %10 civarında oy alır, hem de Üçüncü İttifak cumhurbaşkanı adayı gösterirse, Cumhur İttifakı adayının oy oranını epey azaltır çünkü.
Sayın Temel Karamollaoğlu ve Sayın Ali Babacan’ın, Sayın Abdullah Gül ile olan yakınlığı düşünülünce de, büyük bir olasılıkla cumhurbaşkanlığına gösterecekleri aday, Sayın Abdullah Gül veya Sayın Haşim Kılıç gibi Cumhur İttifakı tabanından oy koparabilecek biri olur.
“Millet İttifakı bileşenlerinin, cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusu sorulunca gündeme ilk gelenlerden biri -hala- Abdullah Gül olduğu da düşünülünce neden olmasın?
Üçüncü İttifak olmazsa, Abdullah Gül ve Haşim Kılıç gibi isimler Millet İttifakı adayı olamaz.
Yazımı, “Üçüncü İttifak” söyleminden önce, sosyal medya hesabımda paylaştığım bir metinle bitirmek istiyorum.
Zaman zaman, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın adaylığından söz edilirken birkaç gün önce sürpriz bir şekilde -Anayasa Mahkemesi eski başkanı- Haşim Kılıç gündeme getirildi.
Sosyal medyada “Trol” diye adlandırılanlar tarafından gündeme getirildiğine inandığım adını yazdıklarımın hiçbiri, Millet İttifakı tarafından aday gösterilmez, gösterilemez.
Onların adını ortaya atanların ortak amacı; Millet İttifakı ve bileşenlerinin tabanının moralini bozup kopmalar sağlamak olsa da -bana göre- uyguladıkları yöntem, ortak aday gösterilince -Millet İttifakı seçmeninin- daha fazla kenetlenmelerine neden olacaktır.
Millet İttifakı bileşenlerini destekleyenler, yukarıda adını yazdıklarımın aday gösterilmediğini görünce “Oh be, ikinci bir Ekmeleddin Olayı olmayacak” diyerek rahatlayıp kenetlenecektir çünkü.
Sayın Haşim Kılıç’ın adı gündeme gelirse -herkesten önce, Millet İttifakı bileşenlerinin lideri konumundaki- Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci Ekmeleddin Olayı olacağını çok iyi bildiği için kabul etmeyeceğinden eminim.
“Ekmek İçin Ekmeleddin” sloganının yerini “Aşım İçin Haşim” sloganı alırsa, cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan veya O’nun göstereceği, herhangi bir aday, ilk turda cumhurbaşkanı seçilir çünkü.
Bunu -yukarıda da belirttiğim gibi- en iyi bilen insan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Toplumda, seçilebilecek kadar karşılığı olmayan birinin aday gösterilmesine, Sayın Meral Akşener’in de karşı çıkacağına inanıyorum.
O nedenle; Millet İttifakı bileşenlerinin, açıklayacağı cumhurbaşkanı adayı ile oy tabanı arasında pürüz çıkacağını sanmıyorum