CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Aşağıdaki yazıyı, 16.06.2014’te yazmıştım.
O zaman, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi yoktu ve milletvekili sayımız 550 idi.
8 yılda; bunların dışında, hiçbir şey değişmediğini görünce, yeniden yayınlamadan edemedim.
Aklıma “Ben, neden, cumhurbaşkanı adayı olmuyorum?” dedirten bir Temel fıkrası geldi.
Yaşlı Temel, köy kahvesine girip de;
-Uşaklarım, cumhurbaşkanı olmaya karar verdim, deyince Dursun,
-Temel Amca, sen deli misin? diye sorar.
Bunun üzerine Temel Amca, “Cumhurbaşkanı olmak için gerekli koşulları şöyle bir düşünür ve maddeleri akıl süzgecinden tek tek geçirdikten sonra,
-Dursun uşağım, şart değildur, diye karşılık verir.
Fıkrayı okuyunca, biraz akıllı, biraz deli olduğumu düşünerek “Delilik şart olsa bile, günlerdir aranan ortak aday, neden ben olmayayım?” diye bir kez daha düşündüm.
Bildiğiniz gibi, cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilmek için en az 20 milletvekilinin, aday olacak kişi için imza vermesi gerekiyor. Bu koşul aklıma gelince adaylıktan vazgeçtim.
Hem milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu, genel başkanlarından izin almadan imza vermez hem de aday olduğumda konuşacak bir şeyler bulamadığım için bir kez daha vazgeçtim.
Öyle ya, hiçbir partinin genel başkanını tanımıyorum. Bu durumda, o insanlar benim aday gösterilmem için neden, izin versinler.
Önce genel başkanların dikkatini üzerime çekebilmek ve aday gösterilmeyi beklemek için bir basın açıklaması yapmam gerektiğini düşündüm.
Sonra “Yahu arkadaş, basın açıklamasında ne diyeceksin?” “Çok iyi yasa onaylarım” “Yasaları önce veto eder, sonra onaylarım.” “Vallahi ben onaylarım, gerisini Anayasa Mahkemesi ve muhalefet partileri düşünsün mü diyeceğim?” diye düşündüm gene vazgeçtim.
“Ben çok iyi yurt içi ve yurt dışı gezilere çıkarım” “Özel günlerde en güzel mesajları ben yayınlarım” da diyemeyeceğime göre iyice vazgeçtim.
Ben bu işte yokum arkadaş, herkes kendi adayını kendisi bulsun deyip rahatladım ve normal yaşantıma geri döndüm.
Şaka bir yana biz; cumhurbaşkanı adaylarını nasıl belirleyeceğiz ve cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl yapacağız?
Yasada cumhurbaşkanlığı seçimine katılmayı hak kazanan kişinin, “En az 20 milletvekili tarafından aday gösterilmesi” gerektiği yazdığı halde biz, daha işin başında “Falanca partinin cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” diye sormaya başladık.
Benim bildiğim kadarıyla, falanca partinin adayı olan kişiler; genel ve yerel seçimlerde aday gösterilir ve seçimler bitince sonuçlar,” Falanca partiye şu kadar oy çıktı” veya “Falanca partiden şu kadar kişi seçildi” gibi açıklamalar yapılır.
Cumhurbaşkanı, tarafsız olacağına göre daha aday olurken, neden bir partinin adayı olarak ön plana çıkarılmak isteniyor? Benim mantığım ve bilgi birikimim bunu anlamaya yetmiyor.
Bir yandan da, cumhurbaşkanını halk oylamasıyla seçmek için çıkarılan yasayı neden çıkardığımızı anlamıyorum.
Parlamenter sistemde, cumhurbaşkanını halka seçtirmenin mantığını da bir türlü anlayamadım.
Yaptığı işlerden bir bakıma sorumsuz olan ve yetkileri sınırlı bir cumhurbaşkanını, neden halk seçsin? Anlayamadığım bir başka konuda bu.
Yok arkadaş, yok. Anlamaktan bu kadar yoksun olan benden, cumhurbaşkanlık bir yana aza bile olmaz. Bir anda, Temel Amca’nın gazına gelmeseydim keşke…
Her gün aklıma gelen ve yanıtını bir türlü bulamadığım o ünlü soru gene aklıma geldi. Sahi, “Cumhurbaşkanlığına aday olan insan seçim gezilerinde seçmenlere, ne diyerek oy isteyecek?”
Bilen biriniz varsa bana da anlatsın.
“Falanca partiden şöyle destek görüyorum, böyle destek görüyorum” mu diyecek?
“Falanca kişi, seçim çalışmam için şu kadar para yardımında bulundu” mu diyecek?
Yardım konusuna değinmişken bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi yasa gereği, cumhurbaşkanı adayı olanlara, bir kişi tarafından en fazla 10.000 lira para yardımı yapılabiliyor.
Ancak bir adaya kaç otobüsle destek verileceğine değinilmiyor.
Ben, “Bir vatandaş 10.000 liraya yakın bağış yaparken başka bir vatandaş birçok otobüsü ve sürücülerini emrine veriyorum, istediğin gibi kullan, dilediğin yerden, dilediğin yere, dilediğin kadar seçmeni getir götür, yakıt masrafları da benden” dese ne olacak?
Bir başka konu, seçimler yapılırken sandık görevlileri neye göre belirlenecek?
Her seçim sonrasında, sayımlarda hile yapıldığı gündeme gelirken ve bir adayın bir partinin genel başkanı, diğer adayın ben olduğumu düşünürsek benim oylarımın güvenliğini kim sağlayacak?
Şöyle bir düşünüyorum da, bir yanda ülkenin her yerinde örgütlenmiş bir partinin adayı diğer yanda hiçbir partiyle bağlantısı olmayan bir aday böyle bir seçimde ben yokum arkadaş.
Ya gidin kendinize partili bir aday bulun ya da cumhurbaşkanını yeniden meclisin seçmesi için kamuoyu oluşturun.
İkinci yol etkili olursa bir bakıma; meclisteki 550 milletvekilinin bir aday üzerinde uzlaşarak bir cumhurbaşkanı seçemediği bir ülkede cumhurbaşkanını halka seçtirmeye kalkarak olası bir iki başlı yönetimin önüne de geçebiliriz.
Birkaç aylık arayla, birbirlerine taban tabana zıt olan iki partinin liderlerinden birinin %50’den fazla oy alarak iktidara gelmiş başbakan, diğerinin de %50’den fazla oy alarak devletin başına geçmiş bir cumhurbaşkanı olduğunu düşünün.
“Olmaz, olmaz” demeyin. Benim ülkemde her an, her şey olabilir.
Böyle bir süreç yaşanmadan, cumhurbaşkanını yeniden meclisin seçeceği yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını diliyorum.
Parlamenter sistemlerde hem başbakanı, hem cumhurbaşkanını seçen uygulamalar yok olmaya yüz tutmakta çünkü.