27 Kasım 2024
Ramazan Kara

Merkez Sağ Oylar, Doğru Yol Partisi genel başkanı Tansu Çiller ile Anavatan Partisi genel başkanı Mesut Yılmaz’ın, sivri dilli söylemlerinden dolayı; yeni kurulmuş olan Adalet ve Kalkınma Partisini, 2002 yılında yapılan genel seçimde “Yasakları , Yoksulluğu ve Yolsuzlukları (3 Y’yi) yok edeceğiz” söylemi nedeniyle iktidara taşıdı.
Bundan sonra yapılacak ilk genel seçim “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi kalsın mı? Parlamenter Sisteme dönüş mü yapılsın?” söylemleri üzerinden yürütülür ve seçimi, “Parlamenter Sistem” isteyen ittifak kazanır.
Seçimi kazanan ittifak, yeni Parlamenter Sistemin alt yapısını oluşturacak yasaları çıkardıktan sonra, bir erken seçime gidilirse de, polemiğe girmek yerine çözüm odaklı bir dil kullanan parti, tek başına iktidara gelir.
Vatandaşlarımız, 31 Mart Yerel Seçimlerinde: bağrış çağrış ve hakaret yüklü söylemlerden bıkıp usandığı için o tür söylemlerde bulunmayan adaylara oy vererek, seçimi onların kazanmasını sağladı çünkü.
Dilerim ve umarım, bu öngörüm ve tespitim; iktidar ve muhalefet yetkilileri tarafından dikkate alınır.
Bana göre; siyasi ortam, bu şekilde sürerse; Millet İttifakı bileşenlerinin cumhurbaşkanı adayı Cumhuriyet Halk Partililerin istediği biri olur ve CHP -son yıllarda kurulan partilerin alacağı oy oranına göre- sandıktan -ikinci değil- birinci veya üçüncü parti olarak çıkabilir.
Sayın Ali Babacan’ın “Seçime tek başımıza gireceğiz” açıklaması, Millet İttifakından kopma değildir.
Sayın Ali Babacan ve Sayın Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı bileşenleriyle yola çıkarken, ittifak ortağı olmak için değil Parlamenter Sisteme yeniden dönüşün yolunu açmak için hareket ettiklerini dile getirdiler çünkü.
Ülkemizin gündemi, birkaç yılda bir aynı noktaya geldiği için yazımı, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi referandumu yapılmadan önce yazdığım yazıdan alıntı yaparak bitireceğim.
“Seçmen, 7 Haziran’da yapılan genel seçimde; Başkanlık Sistemi getirmek isteyen Adalet ve Kalkınma Partisine %42, Parlamenter Sistemden yana olan muhalefete de %58 oy vererek o konudaki eğilimini belli etti.
Milliyetçi Hareket Partisi yöneticileri, Başkanlık Sisteminden yana tavır değiştirince referandum sonucu, %50 evet, %50 hayır bandında ve %50 blok oyunu arttırabilen taraf kazacak gibi.
Bana göre; %42 evet, %58 hayır blok oyları, %6 azalır veya artar ve sonuç %48 evet, %52 hayır olur.
Ancak, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminden yana olan liderleri -özellikle de başbakanımızı- daha çok destekleyen geniş bir medya grubu olduğu düşünülünce; evet oylarının, kıl payı fazla gelmesi sürpriz olmaz.”
Bildiğiniz gibi sonuç -öyle veya böyle- Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminden yana oldu.
Günümüze dönecek olursak -neredeyse- tüm kamuoyu yoklaması sonuçlarına göre, yıllar önce dikkat çektiğim gibi -şu anda da, 3 aşağı 5 yukarı- Parlamenter Sistemden yana olanların oy oranı %58, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminden yana olanların oy oranı da %42 civarında ve blok oyunu arttıran taraf kazanacak gibi.
Yıllar önce, İstanbul Belediyesi başkanlığı seçimine giderken; tüm kamuoyu anketlerinde Sayın Bedrettin Dalan açık ara öndeyken seçimi, Sayın Nurettin Sözen’in kazandığı düşünülünce “Her seçimin sonucu sürprize gebedir” diyebiliriz.
Zaman zaman %25-30 olan kararsız seçmenin, son anda ne yapacağını bilemeyiz çünkü.
O nedenle; herkes hesabını, ona göre yapsın.