Bel Çevresi Bize Ne Anlatır ?
Bel çevresi ölçünüz sağlık durumunuzla ilgili size bazı ipuçları verebilir. Bel çevresi ya da bel/kalça oranı (BKO)’nun artmış olduğu obezite tipi, santral (viseral ya da abdominal) obezite olarak adlandırılır.
Kronik Hastalıkların Ayak Sesler
Santral obezite, kalp-damar sağlığı açısından önemli bir risk faktörüdür ve bel çevresi ölçünüz bazı hastalıkların ayak sesi olabilir . Visseral yağlanmaya sahipseniz yüksek kolesterol, metabolik sendrom, tip 2 diyabet, insülin direncine yakalanma riskiniz artar.
Bel Çevresi Ölçümünde 88 ve 102’ye dikkat
Dünya Sağlık Örgütüne göre kadınlarda bel çevresi 88 cm ve üzerinde, erkeklerde 102 cm veya üzerinde ise santral obezite varlığından bahsedilebilir.
Bel çevresine göre hastalık riski
Risk Yüksek Risk
Erkek ≥94 cm Erkek ≥102 cm
Kadın ≥80 cm Kadın ≥88 cm
Bel Kalça Oranının Önemi Nedir?
Bedenin yağ dağılımını belirlemede bel çevresi ve bel çevresinin kalça çevresine oranı kriter olarak alınır. Bel çevrenizi kalça çevrenize bölün. Kadınlarda 0.85, erkeklerde 0.95 ve üzerindeki değerler sağlığınızın risk altında olduğu anlamına gelebilir.
Yetişkinlerde bel çevresi ve bel/kalça oranı kronik hastalıklar için risk değerlendirmesi amacıyla kullanılır. Bel çevresi ölçümü tek başına da kullanılmakta ve kronik hastalıkları riski için tanımlayıcı olabilmektedir. Bel/kalça oranı erkeklerde 1.0, kadınlarda 0.8 üzerine çıkmamalıdır. Çünkü android şişmanlığın ve şişmanlığa bağlı kronik hastalıkların görülme riskini artırır.
Yağ Dağılımına Göre Elma Mısın Armut mu ?
Yağın daha çok bedenin alt bölümünde (kalçada) toplanması “ jenoid tip” (armut biçimi) olarak bilinir ve genelde kadına özgüdür.
Yağın bedenin üst tarafında (bel ve üst karında) toplanması “android tip” (elma biçimi) olarak adlandırılır ve erkeğe özgüdür. Bu tür yağlanmalar hipertansiyon, kalp hastalıkları ve tip 2 diyabetle ilişkilidir.
Bel Çevresi Yağlanmasından Şikayetçiyseniz Akdeniz Tipi Beslenin
Akdeniz diyeti sağlıklı ve dengeli yağ örüntüsüne sahip, glisemik indeksi düşük, antioksidan ve posa içeriği yüksek olan bir beslenme şeklidir.
Akdeniz diyetinde yüksek düzeyde zeytinyağı, sebzeler, meyveler, kurubaklagiller, tam tahıllar, yağlı tohumlar; orta düzeyde tam yağlı süt ve süt ürünleri, şarap, yumurta, tavuk, popülasyonun deniz kıyısına yakınlığına bağlı olarak balık ve deniz ürünleri; düşük düzeyde kırmızı et, doymuş yağ ve şekerli besinler tüketilir, temel özelliği besin çeşitliliğine sahip olmasıdır.
Bu özellikleri sebebiyle Akdeniz diyeti sağlık üzerinde pek çok koruyucu özelliğe sahiptir. Başta koroner arter hastalıklar olmak üzere , felç, tip 2 diyabet, obezite, nörodejeneratif hastalıklar ve kanser riskini azaltabilen etkilere sahiptir.