Başkan Seçer, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü İle Bir Araya Geldi
Mersin Büyükşehir Belediye Başkan ıVahap Seçer, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile bir araya gelerek, deprem sonrası süreçte yapılacak çalışmalar hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Depremden etkilenen insanların yeniden yaşamlarına dönebilmesi için atılacak adımlarda özellikle kadın ve çocukları öncelediklerini belirten Seçer, bu konuda her türlü iş birliğine hazır olduklarını söyledi.
Depremzedeler için hayatın tüm alanlarında katkı sunmanın yanı sıra artık bölgede yaşamı başlatmak gerektiğine dikkat çeken Başkan Seçer, “Merkezi hükümetin o yöreye ilişkin bir paket sunması lazımdı. Ben şu ana kadar duymadım, görmedim. Bundan sonra buna dikkat etmek lazım” ifadelerine yer verdi.
Kente gelen nüfusun önemli bir kısmının Mersin’de kalıcı olacağına dikkat çeken Seçer, kentin bu nüfus yoğunluğunu kaldırılabilmesi için altyapı, istihdam, sağlık, eğitim gibi kamu hizmetlerine etkin erişimlerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların da planlaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise, bundan sonraki süreçte tekrar sosyal hayatın başlaması, sürdürülebilir bir ekonomik yapının hayata geçmesi için iş dünyası ile bir araya geldiklerini ve projeler ürettiklerini belirtti. Özellikle kadın istihdamı konusunda birçok çalışma gerçekleştirdiklerini söyleyen Güllü, bu konuda Büyükşehir ile ortaklaşa çalışmaktan memnuniyet duyacaklarını vurguladı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile Yönetim Kurulu üyesi İsmet Özen’i makamında ağırladı. Ziyarette Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz ile Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu da yer aldı.
Deprem sonrası süreçte depremden etkilenen kadınların istihdamı, psikolojik ve sosyal ihtiyaçları konusunda atılacak adımların görüşüldüğü ziyarette, Federasyon Başkanı Canan Güllü, hayata geçirdikleri ‘Mor Yerleşke’ ve ‘Mor Anahtar’ projelerinden söz etti. Başkan Seçer de, istihdam, barınma, psikolojik ve sosyal alanlarda yapılacak çalışmalarda kadın ve çocukları öncelediklerini belirterek, bu konuda her türlü iş birliğine hazır olduklarını vurguladı.
“Yürütülen çalışmalarda kadın ve çocukları önceliyoruz”
Ziyarette konuşan Başkan Seçer, Mersin’in deprem bölgelerine yakınlığı itibariyle önemli bir fonksiyonu olduğuna dikkat çekti. Bundan sonraki süreçte artık temel ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra, depremzedeleri yeniden insan onuruna yaraşır yaşam koşullarına döndürecek politikaların geliştirilmesinin, geçim kaynaklarına erişimlerinin güçlendirilmesinin ve depremzedelere yönelik psikososyal destek ve rehabilitasyon çalışmalarının önemini vurgulayan Seçer, “Cinsiyet, sosyal sınıf ya da yaş farkı gözetmeksizin herkes etkilendi ama kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere kırılgan grupların bu açıdan öncelendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten bizim temel felsefemiz bu” diyerek özellikle kadınlar ve çocuklar için uygulamaların hayata geçmesinin önem arz ettiğini söyledi. Yapılacak çalışmalarda her türlü iş birliğine açık olduklarının altını çizen Seçer, “Siz de çok değerli çalışmalar yapıyorsunuz. Umarım iş birliğimiz dün olduğu gibi bugün de yarın da devam eder, güzel işler yaparız. Burası sizin eviniz, bu konuda rahat olun. Çünkü iyi işler yapanlarla biz de bir şeyler yapalım ki sonuç iyi olsun istiyoruz. Her şeyin en iyisini yapmak isteyen bir kurumuz biz. Böyle de bir realite var” dedi.
“Merkezi hükümetin o yöreye ilişkin bir paket sunması lazım”
Depremzedeler için hayatın tüm alanlarında katkı sunmanın yanı sıra artık bölgede yaşamı başlatmak gerektiğine dikkat çeken Başkan Seçer, “Orada insanların üretmesi, fabrikaların tekrar faaliyete girmesi, esnafın dükkânını açması, oranın ihtiyaçlarının orada üretilmesi, yani ekonomi çarkını döndürmek lazım. Merkezi hükümetin o yöreye ilişkin bir paket sunması lazım. Ben şu ana kadar duymadım, görmedim. Bundan sonra buna dikkat etmek lazım” ifadelerine yer verdi.
“Kente gelen nüfusun önemli bir kısmı Mersin’de kalıcı olacak”
Mersin’in karşılaştığı yoğun göçten de söz eden Seçer, “İlk günler 400 bin civarında bir göç olduğunu tespit ettik. Su tüketiminden evsel atık miktarının artışına kadar trafik yoğunluğuna, ev kiralarının astronomik artmasına kadar elimizde bunu doğrulayan veriler var” dedi. Kente gelen nüfusun önemli bir kısmının Mersin’de kalıcı olacağına dikkat çeken Seçer, şehrin bu nüfus yoğunluğunu kaldırılabilmesi için altyapı, istihdam, sağlık, eğitim gibi kamu hizmetlerine etkin erişimlerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların da planlanması gerektiğini vurguladı.
Güllü: “28 tane Mor Yerleşke yapacağız”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise, Büyükşehir’in depremzede yurttaşların hizmetine açtığı barınma alanlarındaki incelemelerini aktararak, “Hem Gençlik Kampında hem de otelde ağırlanan misafirlerin ağzından dolu dolu ‘Allah razı olsun’ kelimesini duydum. Ekibinize, şahsınızda, bütün çalışanlarınıza gönül dolusu teşekkürler iletiyorum. O çocukların sarılması müthiş bir şeydi” dedi. Hayata geçirdikleri Mor Yerleşke projesini anlatan Güllü, deprem bölgelerinde ve depremzede yurttaşların göç ettiği bölgelerde, donanımlı bir yerleşke kurmayı planladıklarını söyleyerek, “Hatay’da Malatya’da, Antalya’da, Mersin’de, Adana’da, Kahramanmaraş’ta, Elbistan’da, İslahiye’de, Aydın’da ve İzmit’te olmak üzere totalde 28 tane Mor Yerleşke yapacağız. Her mor yerleşkenin birim değeri 60 bin dolar. Bu projeyi tamamlayabilmek bizim birinci görevimiz” diye konuştu.
“Kadın istihdamına yönelik çalışmalar yapıyoruz”
Projenin ikinci ayağı olan Mor Anahtarlık’tan da söz eden Güllü, “Mor Anahtarlık projesinin içeriği kira yardımıydı. Kira yardımı noktasında da yine bazı şirketlerden maddi destek alarak, göç eden insanların 1 yıl, 6 ay ya da birkaç aylık kirasını ödemeyi hedefliyoruz. Bu nedenle de belediyelerde protokol yapıyoruz” ifadelerine yer verdi. Bundan sonraki süreçte yurttaşların yeniden üretebilmesi için projeler ürettiklerini belirten Güllü, “50’nin üzerinde şirketi deprem bölgelerine götürdük. Bütün firmaların hem kendi gözlemleriyle hem bize güvenerek belirli bir yol alma süreci başladı. Hem kadın istihdamına, hem değişen toplumsal cinsiyet eşitliği yapısı, hem sürdürülebilir ekonomi için hem de kız çocukları okusun diye okullaşma süreci gibi birçok çalışma yapıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.