27 Kasım 2024

BU YAZIDAN RAHATSIZ OLABİLİRSİNİZ

Cevher Zengin

Her yıl, Mayıs ayının 10-16 tarihleri arasında kutlanan ve Birleşmiş Milletler’e üye olan 156 ülkede aynı tarihlerde başlayan Engelliler Haftası içindeyiz.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da, siyasiler,iktidar sahipleri, belli başlı sivil toplum kuruluşları,okullar
geçen yıllarda olduğu gibi, “Biz de engelli adayıyız, Engeller kalpte başlar… Bizim hiçbir engelimiz yok” gibi mesajlar vererek, topluma yön verecekler!
Medya her zaman yaptığını yapacak; tv kanallarında, gazetelerde “Acının pornosunu” yayımlayacak. Sorunun nerede olduğunu kimse yazmayacak.

Engelli bireyi topluma kazandırmak mı lazım?

Bu sorunun cevabı “ Hayır”. Neden hayır.

Asıl soru şu olmalı, Toplum, engelli bireyle yaşamayı biliyor mu? Bu sorunun cevabını çoğunuz, ‘Ben biliyorum’ diyecektir. Peki gerçekten öyle mi?
İlk olarak medyada çıkan bazı haberler üzerinden örnek vererek, bu sorumuza cevap bulalım.
Engelli bir bireyin herhangi bir başarı haberini okurken, bireyin başarısından çok engelli olması öne çıktığını görüyoruz. Aslında bu davranış bir itiraftır; Engelli bireyi toplumdan izole ettik, ama o tüm çabamıza rağmen başarıya yürüdü.
Bazı akademisyenler, bu konu hakkında çok fazla emek harcıyor. Ama bu çalışmalar topluma inmiyor veya gösterilmek istenmiyor.
28 yıllık yaşamım boyunca, “Engelliler Günü” ile ilgili verilen mesajların çoğunun aynı olduğunu gördüm.
Tek sorun medya değil. Kendini değiştirmeye çalışmayan, çevresinde olan bitene ayak uydurmayan toplum da sorumlu.
Azımsanmayacak sayıda kişi, bu üniversite mezunu veya ilkokul mezunu da olabilir, tüm engelli bireyleri tek tip engel türünden sayıyor.

Engelliler Haftası’nda yapılan etkinliklerin çoğu saçma

Engelliler Haftası içinde yapılan etkinlikleri hep saçma bulmuşumdur. Sorunu etkinliklere katılan bireylerle oyun oynayarak, şarkı söyleterek, hamaset dolu popülist cümleler kurarak çözemezsiniz. Sorununu çözmek istiyorsanız, engelli bireyi topluma kazandırmak yerine, siz engelli bireyle yaşamayı öğrenin.