27 Kasım 2024

“E-ticarete direnmek yerine, kurallarını iyi koymalıyız”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Ticaret Bakanlığı’nın e-Ticaret Mevzuatı’nda değişiklik öngören düzenlemesini değerlendirdi. İş dünyasının dile getirdiği sorunların çoğuna değinilmesinden dolayı  düzenlemeyi yerinde ve olumlu bulduklarını belirten Kızıltan; “Hem KOBİ’lerimizi ve firmalarımızı hem de tüketiciyi koruduğu, haksız rekabeti engellediği sürece hiçbir yenilik ekonomimize zarar vermez” dedi.

 

Kızıltan, açıklamasında şunları söyledi: 

“Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda hızla büyüyen, COVID-19 salgınıyla birlikte rekor seviyelere ulaşan e-ticarette kurallar yeniden belirleniyor. E-ticaret yeni bir konu olduğundan yasa ve mevzuattan kaynaklanan eksikler hem firmaları hem de tüketicileri olumsuz etkiliyor. Ticaret Bakanlığı’nın tüketiciyi koruma ve haksız rekabeti engelleme gerekçesiyle hazırladığı e-Ticaret Mevzuatı’nda değişiklik öngören düzenlemeyi olumlu buluyoruz.
Geçen yıl 381 milyar liraya ulaşan e-ticaret hacminin yüzde 28’in sektörde önde gelen e-ticaret pazar yerlerinde gerçekleşen satışlar oluşturmuş. Satıcı sayılarına bakıldığında e-ticaret yapan 484 bin 347 işletmenin, 472 bin 604’ü e-ticaret pazar yerlerinde faaliyet göstermiş. Bu işletmelerin pazar yerlerine göre dağılımına bakıldığında ise yüzde 74’ünün yalnızca bir, yüzde 12’sinin iki, yüzde 6’sının üç ve yüzde 3’ü dört pazar yerinde satış yapmış. Yani, e –ticaret artık hayatımızın bir parçası. İş dünyası ile iletişim ve fikir alışverişi etkin yapılırsa daha etkin düzenlemelerin ortaya çıkacağına inanıyoruz.
Bu noktada iş dünyası olarak bu satış platformlarını kullanan üyelerimizle sık sık bir araya geliyoruz. E-pazaryeri firmalarının hakim durumu kendi lehlerine kullandıklarını görüyoruz. Bu e-pazaryeri dediğimiz online satış platformları, küçük işletmeleri “ürününü benden daha ucuza satamazsın” diye zorluyorlar. Fahiş oranlara varan komisyonlar alıyor ve kendi taşıma işlerini tüm maliyetleri yükledikleri kişilere yaptırıyorlar. Bu platformlarda satış yapan işletmelerden çok kendileri  kar ediyor ve firmalara yok denecek kadar az kar bırakıyorlar. Tüm bunlara ek olarak, e-pazaryeri denilen bu platformlar hiçbir sorumluluk almadan, tüm sorumluluğu kullanıcılara yüklüyorlar. Oysa, yapılan ticarette bir kusur veya hukuka aykırı bir durum varsa en az e-ticaret siteleri de kullanıcı firmalar kadar sorumlu olmalıdır. Ayrıca, E-pazaryerlerinde çok fazla taklit ürün ile karşılaşılması ve tüm bunların adil olmaması şikayetlerinin artmasıyla, tüketicinin korunması anlamında pazaryerlerine sorumluluk yüklenmesinin gereğinin ortaya çıkması nedeniyle Ticaret Bakanlığı e-Ticaret Mevzuatı’nda değişiklik öngören bir çalışma başlattı. Elbette e-ticaret yeni bir konu ve düzenlemenin eksik tarafları olabilir. Ancak, sorunun bir an önce ele alınması anlamında ve uzun süredir gündeme getirdiğimiz sorunların çoğuna değinmesinden dolayı  bu çalışmayı yerinde ve olumlu buluyoruz.
Takip ettiğimiz kadarıyla; Ticaret Bakanlığı’nın gündemine aldığı yeni çalışma iki ana başlıkta yürütülüyor. Birincisi bu online satış platformların rekabeti ortadan kaldıracak uygulamalarına izin verilmeyecek. Bünyelerinde faaliyet gösteren satıcılara nazaran yüksek pazarlık gücüne sahip olan dijital platformların, kendi lehlerine satıcıların aleyhine ticari koşullar dayatmasının önüne geçilecek. Bu kapsamda, e-ticaretin dengeli şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması amacıyla pazar yerlerine bazı kriterler getirilecek. Piyasadaki rakipleri dışlayıcı şekilde tanıtım faaliyetlerinde bulunulamayacak. E-ticaret pazar yerlerinin elde ettiği verileri kullanarak bünyesindeki satıcılarla haksız rekabet etmesi engellenecek. E-ticaret pazar yerleri kendini haksız bir şekilde sıralamada ön plana çıkaramayacak ve satıcılar arasında ayrım gözetemeyecek. E-ticaret pazar yerlerinin faaliyet alanları belirlenecek ve sektörün orantılı şekilde büyümesi sağlanacak.
Yapılan düzenlemenin ikinci ayağında ise e-ticaret pazar yerlerindeki satıcıların hakları güvence altına alınacak. Bu çerçevede e-ticaret pazar yerlerinde taklit ürün satışı ve hukuka aykırı içerikler engellenecek. Satıcılar sadece bir e-ticaret pazar yerinde faaliyet göstermek zorunda bırakılamayacak. E-ticaret pazar yerleri satıcıları belirli bir kişiden mal veya hizmet teminine zorlayamayacak. E-ticaret pazar yerleri tarafından satıcılara yapılacak ödemeler artık daha kısa sürede yapılacak. E-ticaret pazar yerleri ve satıcılar arasındaki sözleşmelerde haksız şartlara yer verilemeyecek ve e-ticaret pazar yerlerince tek taraflı değişiklik yapılamayacak. Hizmet verilmeden haksız şekilde satıcılardan bedel alınması engellenecek. Satıcıların e-ticaret pazar yerlerine karşı hak arama hürriyetini engelleyici uygulamalara izin verilmeyecek. Satıcılar kendilerine ait verileri diledikleri zaman diğer e-ticaret pazar yerlerine taşıyabilecek. Düzenlemeye uymayanlara da idari para cezaları uygulanacak. Sonuç olarak, e-ticaret çağın bir gerçeği ve yeniliklere direnenler değil uyum sağlayanlar ayakta kalır. Bu anlamda yapılan düzenlemeler hem kobilerimizi, firmalarımızı hem de tüketiciyi koruduğu, haksız rekabeti engellediği sürece hiçbir yenilik ekonomimize zarar vermez.”