KESK Mersin Şubesi: ” KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız 35. Madde Kaldırılsın’’
KESK Mersin Şubeler Platformu “KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız. 35. Madde Kaldırılsın” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK’e Bağlı Sendikaların MYK Yöneticilerinin de katılarak destek verdiği eylemde basın açıklamasını okuyan Mersin Eğitim Sen Şube Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Sümbül, “5 yıl 8 ay geçti 15 Temmuzun üzerinden. 15 Temmuz’u Allah’ın bir lütfu olarak gören iktidarın, yangından mal kaçırır gibi, darbe ile ilgisi olan olmayan on binlerce insanı işinden aşından etmesinin üzerinden. Hayatında FETÖ ile ilgisi olmamış olanlarla, hayatını FETÖ’ye adayanların adalet katledilerek aynı kefeye koyulmasının üzerinden 5 yıl 8 ay geçti. On binlerce insan, savunmaları alınmadan, yargılanmadan, sorgulanmadan bir sabah uyandıklarında kendilerini işsiz buluverdiler. Ayarca, neden işsiz kaldıklarını dahi öğrenemediler. Haklarında kimin, ne iddia ettiğini dahi anlamadan işsiz aşsız kaldılar. Kendi memleketinde hakkını arayacak yol bulamayan binlerce insan AİHM’e başvurunca OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunu kuruldu. 50 yıl çalışa da başvuruları sonuçlandıramayacak şekilde organize edilen komisyonun hızını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.” dedi.
‘Hukukun gereği yerine getirilmelidir’
En az 17 kişinin hayatlarını kaybettikten sonra “GİDEMEYECEKLERİ” görevlerine komisyon kararıyla iade edilditklerini hatırlatan Sümbül, “100’den fazla insanımız ise ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir. “Arşiv kaydı” ve “Güvenlik Soruşturması” gerekçe gösterilerek işinden ekmeğinden edilen gerek kamuda gerekse yerel yönetimlerdeki işçi ve emekçilerin derhal işine iade edilmesi gerekmektedir. İçişleri Bakanının TBMM’inde yaptığı konuşmadan sonra Türkiye genelinde yürütülen bu hukuk dışı yöntem bırakılarak hukukun gereği yerine getirilmelidir. Kendini mahkemelerin yerine koyarak işe alımlarda ve işten çıkarmalarda izlenen bu yol antidemokratik bir yoldur.
Bu uygulama derhal sona erdirilmeli ve haksız-hukuksuz emekçi kıyımına son verilmelidir. Bu yöntem çalışanlar üzerinde baskı unsuru olmaktan çıkarılmalıdır. İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Bizde bu meydandan bir kez daha haykırıyoruz; haksız ve hukuksuz ihraçlar, işten çıkarmalar zulümdür, cinayettir. KHK hukuksuzluğunu yaratanlara ve ortak olanlara diyoruz ki 5 yıl değil, 45 yıl sürse de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
‘İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli’
Bu vesileyle bir kez daha çağrıda bulunan Sümbül, “Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Ret kararları iptal edilmeli, haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir. 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi ve manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır. Son arkadaşımız görevine iade edilinceye ve bu ZULÜM bitinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.” ifadelerini kullandı.