27 Kasım 2024
Ramazan Kara

Kurban Bayramı yaklaştıkça “Sokağa çıkma kısıtlaması ve maske takma zorunluluğu olmayan Kurban Bayramında; bizi, Covid 19’a KURBAN etme Allah’ım” diye dua ediyorum.
Kurbanlık alırken, kurban eti yerken ve bayramlaşırken; dip dibe olursak, bayramdan sonra vaka artışı ve kısıtlamalar ile iç içe yaşamak zorunda kalırız.
Bu yıl olduğu gibi geçen yıl da, bayramdan önce uyarmıştım ve korktuğum başımıza gelmişti.
Çoğunuzun anımsayacağı gibi -geçen yılki kurban bayramından önce; yedi binlerde olan vaka sayısı, 5-6 gün gibi kısa bir süre sonra on dokuz bine dayandığı için yeni önlemler almak zorunda kalmıştık.
O nedenle; aynı hataları -tekrar- yapıp farklı bir sonuç beklemiyorsanız ve yaz mevsiminde -yeniden- maske takmak ve başka kısıtlamalarla yaşamak istemiyorsanız, bayram sürecinde iç içe değil içten olmalısınız.
Birkaç gün önce; yukarıdaki metni, sosyal medya hesaplarımda paylaştığımda yapılan yorumların azı “Haklısın” çoğu “Bir şey olmaz” diye özetlenebilecek türdendi.
Yorumların, çok azı da “Senin, özellikle bu konudaki öngörülerin hep doğru çıktı” oldu.
Ben, o metni yazdıktan, bir gün sonra; Koç Üniversitesinde yapılan ve birkaç televizyon kanalında yayınlanan, bir toplantıda konuşan -BioNTech aşısının mucitlerinden- bilim insanı Sayın Uğur Şahin “Sonbahara girerken, tekrar maske takmak zorunda kalabiliriz” dedi ama ben, çevremdeki duyarsızları görünce “Biz, Kurban Bayramından birkaç gün sonra takmak zorunda kalırız” diye düşünüyorum.
Sayın Uğur Sahin’in, konuşmasını okuyunca “Haklıymışsın. Uğur Şahin de, benzer şeyler söyledi” diyenlerden söz etmesem ayıp olur.
Onların bir kısmı “Önce sen söyledin, sonra konunun uzmanı olan biri” diye kutlarken bir kısmı “Görüşüne karşı yorum yazarak yanılmışım” türü yorumlar yaptı.
Bunları, kendimi övmek için değil çevremdeki birçok insanda görülen; soğuk algınlığına bağlı, gribal enfeksiyon ve solunum yolu rahatsızlığı ile mide rahatsızlığının buluşması gibi garip bir rahatsızlık türünden söz edeceğim için “Uyarılarımı dikkate alın” diye yazıyorum.
Sözünü edeceğim virüsün; yeni bir virüs mü yoksa, olduğumuz aşıların oluşturduğu antikorlar karşısında, “iyi huylu” olmak zorunda kalmış bir koronavirüs türü mü olduğunu zaman gösterecek ve işin uzmanı olanlar, gerekli açıklamayı yapacaktır.
Kendini; burun akıntısı, öksürük, ateş, bulantı, kusma, halsizlik ve yorgunluk hali ile belli eden yeni bir salgın olmasından korkuyorum.
Çevremdeki birçok insan, sözünü ettiğim belirtileri olan bir rahatsızlık geçirdi çünkü.
Yukarıdaki belirtiler; rahatsızlığa yakalananların vücut direncine göre -çok az, az, normal, çok veya çok fazla- belirti veriyor ve kendine iyi bakanlar, yaklaşık bir hafta sonra iyi olup normal yaşama dönüyor. Çevremde; 4-5 günde iyi olan da var, 7-8 günde de iyi olan da.
Dilerim ve umarım, sizin çevrenizde de aynı rahatsızlığı yaşayanlar olmasın.
Sözünü ettiğim rahatsızlık türü, sanırım; ülke genelinde fazla görülmediği için -henüz- bu konuda, resmi veya bilimsel bir açıklama yapılmadı.
Buna karşın; -zorunlu durumlar dışında- kalabalık ortamlarda bulunmamanızı -çevrenizde- yukarıda yazdığım belirtileri taşıyan biri olursa, ondan uzak durmanızı, mutlaka yakınında kalmak zorundaysanız da maske takmanızı öneriyorum.
Sözünü ettiğim salgın, gribal enfeksiyon gibi nefes yoluyla daha kolay bulaşıyor çünkü.