MEHMET ALİ ÇELEBİ’NİN, ÇELEBİLİĞİ
Ülkemizde, onlarca siyasi parti var ve bu partilerin, büyük bir çoğunluğu; eski partisinin yönetim kadrosuna, küsenler veya başkaldıranlar tarafından kurulmuş.
Milletvekili seçildiği partiden ayrılıp var olan başka bir partiye geçenler de epey fazla…
O nedenle, bu gibi durumlar, doğal karşılanır oldu.
Benim anlayamadığım şey, partisinden ayrılan birinin -o ana kadar çok savunduğu- eski partisini yerden yere vurması.
O durum bana – 2 farklı versiyonu olan- bir fıkrayı anımsatıyor.
Bir delikanlı, Neyzen Tevfik’in olduğu bir ortama gitmiş. Oturup sohbet ederlerken; sesli olarak gaz kaçırınca -gaz yaptığı belli olmasın diye- sandalyeyi oynatarak gaz sesi gibi bir ses çıkarmak amacıyla çabalıyormuş.
Durumu fark eden, Neyzen Tevfik “Hayrola evlat, kafiye mi arıyorsun?” diye sormuş.
Aynı fıkranın; Nasrettin Hoca’nın bulunduğu bir ortamda geçen ve başı aynı, sonu “Evlat, sesini hallettin. Kokusu ne olacak?” diye biten versiyonu da var.
Fıkradan da anlaşılacağı gibi bugün; parti değiştirmeye niyet edince ve parti değiştirdikten sonra, eski partisi hakkında, atıp tutanlar ile ilgili yazacağım.
Geçen hafta “Birkaç ay içerisinde; yeni siyasi ittifaklar veya -parlamentodaki, milletvekili dağılımını da etkileyecek- yeni siyasi oluşumlar olabilir mi?” diye sormuştum.
Ertesi gün, Sayın Mehmet Ali Çelebi’nin “Adalet ve Kalkınma Partisine katılacağı” yönünde, söylenti ve gelişmeler yaşanmaya başladı.
Dün de -özellikle, sosyal medyada- Demokratik Sol Partiden ayrılanların “Milliyetçi Sol Parti” adında bir parti kuracağı yönünce, söylentiler dolaşıyordu.
Adalet ve Kalkınma Partisinde politika yapan veya yapmış -özellikle, Milli Görüş geleneğinden gelen- politikacılardan birkaçının; eski cumhurbaşkanı, Sayın Abdullah Gül ile görüştüklerini de düşününce, yazımın başındaki sorunun yanıtı “Evet” olmaya başlamış gibi.
Gündeme en çok oturan, Mehmet Ali Çelebi’nin durumu olduğu için; bu yazımda, o konuya değineceğim.
Sayın Mehmet Ali Celebi, 2018 genel seçiminden önce -CHP genel merkezinde- sandık sonuçlarının, sağlıklı veri akışıyla doğru olarak açıklanması amacıyla bir alt yapı oluşturmuştu.
Daha sonra, partisinden istifa ederek “CHP, seçim sonuçlarına sahip çıkmadı” diyen Sayın Muharrem İnce’nin yanında yer aldı.
Seçimden önce “Sandık sonuçlarına sahip çıkacak alt yapıyı oluşturdum” diye hava atan biri olarak, sanırım “Sandıklara, sahip çıkılmadı” diyen birinin peşine takılmasının yanlış olduğunu anladıktan sonra Sayın Muharrem İnce’nin yanında daha fazla durAmadı.
Son söylentilere göre de, muhalefeti eleştirirken; genellikle söze “Bu CeHaPe var ya CeHaPe…” diye başlayan cumhurbaşkanımızın partisinde yer alacakmış.
Anlatılanlar doğruysa; Sayın Mehmet Ali Çelebi, gerçekten, yetenekli bir pilotmuş.
Ani bir manevrayla, istediği yöne uçabiliyor ve istediği liderin yanına konabiliyor çünkü.
Bu durumda; CHP yönetiminin “Biz, kimleri milletvekili adayı göstermişiz? Bundan sonra kimleri göstermeliyiz?” Sayın Mehmet Ali Çelebi’nin de “Benim, siyasetçi olarak yerim neresi olmalı?” diye sorması gerekir bence.
Sayın Mehmet Ali Çelebi, FETÖ kumpasından çok çekmiş biri.
O nedenle; o yapılanmanın karşısında duran, en güçlü parti olarak gördüğü Cumhuriyet Halk Partisi saflarında yer almıştı.
Hatta, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu nikah şahidi yaptı ve o partiden milletvekili seçildi.
Daha sonra, Sayın Muharrem İnce ile yola çıkacağı için Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılarak Memleket Partisinin kurucuları arasında yer aldı.
Bir süre sonra, oradan da ayrıldı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise; bir zamanlar Fetullah Gülen ile güçlü bağlantıları olsa da; önce 17-25 Aralık Soruşturmaları, sonra 15 Temmuz Darbe Kalkışması yaşanınca “Aldatıldık” diyerek, onlarla arasına sınır koyup Fetullahçı Terör Örgütünün çökertilmesi için elinden geleni yapan biri.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Mehmet Ali Çelebi için “Hem CHP, hem de Memleket Partisi ile ilgili olarak çok şey biliyor. O bildikleri, çok işime yarayabilir” diye düşünüp seve seve partisine alacak mı? Yoksa “Bu milletvekili, CHP için veri tabanı oluşturdu. Memleket Partisinin kuruluşunda da yer aldı. Kendisinin nikah şahitliğini yapan ve milletvekili seçilmesini sağlayan genel başkana bile sırtını dönüp gitmiş biri” diye düşünerek kuşkuyla mı bakacak? Ya da, Cumhur İttifakı’nın 400 milletvekiline ulaşması için “Gel Kardeşim” mi diyecek?
Sayın Mehmet Ali Çelebi, Cumhuriyet Halk Partisinden ayrıldığı günlerde, Sayın Muharrem İnce’nin yanında yer almadan “Bağımsız milletvekili olarak kalacağım” diye bir açıklama yapmıştı.
Son günlerde; Cumhuriyet Halk Partisi tabanından gelen yoğun eleştirilerden sonra, her an “Bağımsız milletvekili olarak kalacağım” diye ikinci bir açıklama yapabilir de.
Bekleyip -neler olacağını- görelim, bakalım