27 Kasım 2024

ÖĞRETMENİM ÇETİN EZGEÇ’İN ARDINDAN

Ramazan Kara

22.09.2016 günü, Serik Lisesinde Edebiyat öğretmenim olan Çetin Ezgeç’in aramızdan ayrıldığını öğrendim.
Serik Ortaokulunda Matematik öğretmenim olan Sabahattin Erdoğdu’nun telefonuyla acı haberi öğrendiğimde, yanımdaki arkadaşın belirttiğine göre ilk tepkim “Kurusun ırmaklar, yıkılsın dağlar” demek olmuş.
Çetin Ezgeç ve Sabahattin Erdoğdu, benim için üzerimde emeği çok olan birer öğretmen olmalarının yanında her zaman bir arkadaşım, bir ağabeyim olmuşlardı.
Bu nedenle, birinden diğerinin ölüm haberini almak bana “Anlatılmaz, yaşanır” denilen türden bir acı ve dayanılması çok zor bir üzüntü verdi.
Sabahattin öğretmenim başta olmak üzere kalan öğretmenlerime sağlıklı ve uzun ömürler dilerken her ne kadar ölümü yakıştıramasam da Çetin Ezgeç öğretmenime rahmet, başta ailesi olmak üzere hepimize, hepinize sabır ve dayanma gücü diliyorum.
Güle güle Çetin öğretmenim. Bana ve tüm yakınlarınıza hakkınızı helal edin olur mu?
İkinci dünyanızın aydınlık, yatacağınız yerin cennet olması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.
Ortaokulda okuduğum yıllarda Matematik öğretmenim olan Sabahattin Erdoğdu bana, sık sık “Sen, en iyi Matematikçilerden biri olacaksın” derdi.
Matematik problemlerini okuyup yanıtını söylerdim çünkü.
Liseye geçtiğim yıllarda o zamanki adıyla “Edebiyat Bölümü” olan sözel alana geçtiğimde Edebiyat öğretmenim olan Çetin Ezgeç de, bir gün bana “Cumhuriyetin ellinci yılı nedeniyle şiir yarışmasına katılmamı” söylediğinde yanıtım “Ben, şiir yarışmasına girecek bir şiir yazamam ki” olmuştu.
Öğretmenimin ısrarıyla şiir yarışmasına katılıp üçüncü oldum.
Daha sonra okulun duvar gazetesine yazılar yazmamı da sağlayan Çetin Ezgeç öğretmenim bana “Sende öyle bir potansiyel var ki, ileride yazar bile olursun” demişti.
Yeni yetme bir delikanlı olan ben, bir anda havalara girdim ve Edebiyat derslerine olağanüstü bir ilgi duymaya başladım.
Liseyi bitirip Üniversite sınavına giderken Çetin öğretmenim, başımı okşadı ve “Heyecan yapmazsan Edebiyat sorularının tamamını yaparsın” dedi.
Sınava girdiğimde, Çetin öğretmenden çok şey öğrendiğim için olsa gerek Edebiyat soruları çok kolay geldi ve bir soruyu boş bırakıp diğerlerinin hepsini doğru yaptım.
Sınavdan sonra öğretmenimin yanına gittim ve mahcup bir yüz ifadesiyle “Öğretmenim, soruların hepsini yapamadım. Bir soruyu boş bıraktım. Bir balıkçının adını sormuşlar çünkü” deyip ağlamaya başladım.
Çetin Ezgeç öğretmenim, “Halikarnas Balıkçısı mı?” diye sorunca da “Siz, nereden biliyorsunuz?” diye sordum.
O güne kadar hiç duymadığım “Halikarnas Balıkçısı” benim için “Serik Balıkçısı” gibi bir şeydi çünkü.
Öğretmenim gülümseyerek, “O senin hatan değil Ramazan, onu ben sana öğretmedim” deyince gerçeği öğrenmiş oldum.
Çetin öğretmenimi tanıdığım günden bu yana iletişimimiz hiç kopmamıştı.
03.07.2008 günü, Hatay Eğitim Enstitüsü’nde birlikte okuduğumuz okul arkadaşlarımla birlikte, İskenderun Öğretmen Evi’nde kendisini ziyaret ettik.
Köşe yazarı olduğumu öğrenince çok mutlu oldu.
Üniversite sınavında yaşadıklarımı da konuştuk.
O anda arkadaşlarımdan biri, “Çetin Bey, Ramazan’ı okuttuğunuz yıllarda kaç yıllık öğretmendiniz?” diye sorduğunda öğretmenim “Yeni mezundum” yanıtını verince ağzım, bir anda açık kaldı.
“Yeni mezun bir öğretmenin, bizleri nasıl bu kadar olumlu yetiştirdiğini” sorduğumda verdiği yanıt Çetin Ezgeç’in ne denli olumlu bir insan ve ne denli iyi bir öğretmen olduğunu anlatan cinstendi.
“Ramazan, yalnız ben değil neredeyse sizleri bu duruma getiren öğretmenlerin tamamı yeni mezundu” dediğini belirtmem yeterli sanırım.
Söz buraya gelmişken, o günün koşullarında yeni mezun oldukları halde bizlerin okuyup bu düzeye gelmemizde emeği geçen tüm öğretmenlerime bir kez daha teşekkür ederim.
Allah, Çetin Ezgeç öğretmenimizi aramızdan aldı. Öğretmenimizin yattığı yer aydınlık, ikinci dünyası cennet olsun.
Kalan öğretmenlerimizin, başımızdan eksik olmamalarını isterken her birine sağlıklı ve uzun ömürler dilerim