27 Kasım 2024

SEÇİMDE, OY VERİN, SON NOKTAYI KOY VERİN

Ramazan Kara

Sayın Fikri Sağlar, devreye girse; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Sayın Muharrem İnce’yi, ortak bir noktada buluşturabilir mi?
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Sayın Muharrem İnce’nin; kurmayları ile birlikte görüşmesinden, olumlu bir şey çıkacağına inanmıyorum çünkü.
O nedenle; kırıcı olmamak kaydıyla olumlu bir şey çıkmaması bile her iki taraf için de iyidir.
Yukarıdaki metni; 29 Mart’ta, sosyal medya hesaplarımda paylaşmıştım.
Yaklaşık olarak, bir hafta sonra; Sayın Fikri Sağlar, 6 Nisan günü “Genel başkanımızın onayını da alarak -3 Nisan’da- Muharrem İnce ile görüştük” diye özetleyebileceğim bir açıklama yaptı.
Ben de, Sayın Fikri Sağlar’a; yukarıya yazdığım paylaşımın resmini gönderip kendisiyle birkaç dakika da telefonla görüştüm.
Seversiniz veya sevmezsiniz ama Sayın Fikri Sağlar’ın, o mahalledeki özgül ağırlığı epey fazladır.
O nedenle, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; Sayın Fikri Sağlar’ın -ikinci tur desteği için- adaylıktan çekildiği halde, yarım puan civarında oy alan Sayın Muharrem İnce ile yeniden görüşmesini sağlaması gerekirdi.
Öyle bir görüşme olAmayınca; Memleket Partisi yöneticileri, bir toplantı yaparak “Tabanımız, istediği adaya oy verebilir. Biz tarafsız kalıyoruz çünkü” diye özetleyebileceğim bir karar aldı.
Seçimin ilk turundan önce; 300’e yakın sokak röportajı izlemiş biri olarak, edindiğim izlenimi sizinle de paylaşmak istiyorum.
Sokak röportajlarında “Muharrem İnce’ye oy vereceğim” diyenlere “İkinci turda; Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?” diye sorduklarında, yaklaşık olarak “%60’ı Kılıçdaroğlu, %25’i Erdoğan, %15’i sandığa gitmem” diye yanıt veriyordu.
Ata İttifakı bileşenleri; aday gösterdikleri Sayın Sinan Oğan “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, destek olacağım” diye açıklama yaptığı halde “Biz, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz” dediler.
14 Mayıs’ta; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Yeşil Sol Parti ve HDP sözcüleri de “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na -ikinci turda da- destek olacağız” dedikten sonra, 2 aday için de oylar %50 civarında oldu.
İlk turda, %5 civarında oy alan Sayın Sinan Oğan’ı aday gösteren, Ata İttifakı bileşenleri; Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alınca, Sayın Oğan’ın “Attığı taş, ürküttüğü kuşa değmez” çünkü.
28 Mayıs’taki seçimin sonucunu, sandığa gitme oranı belirleyecek ve seçim sonucuna göre; ya Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi devam edecek, ya da yeniden Parlamenter Sisteme geçeceğiz.
Aylardır, hatta yıllardır “Seçim; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi mi, Parlamenter Sistem mi? eksenine çekilirse Parlamenter Sistemden yana olanlar, laf yetiştirme ekseninde olursa Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminden yana olanlar kazanır” diyorum.
Hala, aynı görüşteyim.
Cumhurbaşkanı, kim olursa olsun, partisinden ayrılıp yeni parti veya partiler kuran milletvekilleri olabileceği gibi başka partilerin listesinden seçilip kendi partisine dönecek olanlar da olacaktır.
Keşke, 15 Mayıs veya takip eden günlerde; YSK gerekirse, tüm oyların yeniden sayma veya seçimleri yenileme kararı alsaydı.
Hiçbir seçim sonucuna, bu oranda itiraz edilmedi ve hiçbir seçim sonucu, bu kadar tartışılmadı çünkü.
Oylar sayılırken, 1 oy bile başka bir partiye geçmemeli ve geçerli olduğu halde geçersiz sayılarak boşa gitmemelidir.
Oyların, birer birer sayılarak milyonlara ulaştığı düşünülünce, ne demek istediğimin daha iyi anlaşılacağını sanıyorum.
O nedenle -ben- Pazar günü, sandığa gidip oy pusulamı -kontrol ederek- aldıktan sonra; oy pusulasını ikiye katlayıp -tercih ettiğim aday için- evet mührünü basacağım, kuruması için biraz bekleyip zarfa koyunca -açılırken oy pusulam yırtılabilir diye- zarfı yapıştırmadan kapatacağım ve sandığa atacağım.
Siz de gidip OY verin, son noktayı koy verin.