27 Kasım 2024
CEVHER ZENGİN

Dünya Engelliler Günü, iktidarlar, siyasiler, spor kulüpleri ve  medya için sadece bir vicdan mastürbasyonudur. Yıl boyunca engellilere yönelik hiçbir somut adım atmayan toplum ve iktidarlar, bu özel günde bir günlük gösterişli etkinliklerle vicdanlarını rahatlatıyor ve adeta orgazm yaşayarak boşalıyor. Yapılan süslü konuşmalar, düzenlenen etkinlikler ve medyada boy gösteren yapımlar, aslında gerçeği gizleyen birer kılıftan başka bir şey değil. Engelli bireylerin yılın geri kalanında karşılaştığı sayısız zorluk ve ayrımcılık, bu bir günlük vicdan rahatlamasıyla örtbas ediliyor. Peki, bu hamasi söylemler ve geçici desteklerle gerçekten bir şey değişiyor mu Bir Günlük Vicdan Rahatlaması
Dünya Engelliler Günü’nde yapılan süslü konuşmalar, düzenlenen etkinlikler ve medyada boy gösteren projeler, aslında gerçeği gizleyen birer kılıftan başka bir şey değil. Yılın geri kalanında engelli bireylerin karşılaştığı sayısız zorluk ve ayrımcılık, bu bir günlük vicdan rahatlamasıyla örtbas ediliyor. Kurumlar ve bireyler, yıl boyunca engellilere yönelik hiçbir somut adım atmadan, bu özel günde gösterişli etkinliklerle vicdanlarını rahatlatıyor ve adeta orgazm yaşayarak boşalıyor. Peki, bu hamasi söylemler ve geçici desteklerle gerçekten bir şey değişiyor mu?  CEVAP HAYIR

 

Toplumsal Önyargılar ve İkiyüzlülük

Toplumumuz, engelli bireylere acıyarak bakmayı ve onları güçsüz, yardıma muhtaç bireyler olarak görmeyi sürdürüyor. Bu acıma duygusu, aslında gerçek bir desteğin önündeki en büyük engellerden biri. Engelli bireylerin potansiyelini görmezden gelen bu yaklaşım, onların toplumda eşit bireyler olarak yer almasını imkansız hale getiriyor. Medyada engelli istismarı da bu durumun bir yansıması. Haberler, filmler ve dizilerde engelli karakterlerin sürekli aciz ve yardıma muhtaç bireyler olarak gösterilmesi büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu karakterler, genellikle duygusal müzik eşliğinde dramatik sahnelerde yer veriliyor  ve bu durum, toplumun zihninde engellilerin sürekli olarak zavallı ve acınası bireyler olduğu algısını yaratıyor. Bu tür temsil biçimleri, engelli bireylerin güçlü, bağımsız ve yetenekli olduklarını göz ardı ediyor ve onların gerçek potansiyellerini görünmez kılıyor.

 

Gerçek Destek ve Saygı Gerekliliği

Engellilerin milli duyguları sömürmek amacıyla kullanılması, bu istismarın bir diğer yüzüdür. Engelliler üzerinden hamaset yaparak, vatanseverlik duyguları kabartılmaya çalışılıyor. Özellikle milli bayramlarda ve özel günlerde engelli bireylerin sahneye çıkartılıp duygusal konuşmalar yaptırılması, aslında onların onurunu zedeleyen bir gösteriden başka bir şey değil. Bu tür sahneler, engellilerin gerçek sorunlarını gölgede bırakırken, toplumu da duygusal bir manipülasyona maruz bırakıyor. Gerçek destek, duygusal sömürüyle değil, engelli bireylerin yaşam koşullarını iyileştirecek somut adımlarla mümkündür. Engellilerin istismar edilmeden, hak ettikleri saygı ve değeri görmeleri, toplumsal ilerleme için gerekliliktir.