27 Kasım 2024

YUNANİSTAN İLE YAŞANAN SORUNLAR

 

Ramazan Kara

Amerika Birleşik Devletleri, bizimle olduğu gibi Yunanistan ile de NATO müttefiki olmanın ötesinde bir ortak antlaşması olmadığı halde; Rusya ile yapmış olduğumuz S 400 alma anlaşmasından sonra, Yunanistan ile ikili antlaşmalar imzalayarak -birkaç ay önce- sınırımıza yakın yerlerde askeri tesisler ve Yunanistan ile ortak tatbikatlar yaptı.

Türkiye, Yunanistan ve ABD -yukarıda da belirttiğim gibi- NATO ülkesi olduğu için; ABD ile Yunanistan’ın, sınırımızda ortak tatbikat yapması -en hafif deyişle- ülkemize yapılmış, büyük bir saygısızlık olduğu halde -o zaman- gerekli tepkiyi göstermedik.

Biz, hiçbir şey olmamış gibi davrandıkça Yunanistan yetkilileri; önce Lozan Antlaşmasına göre bizim olan ada veya adacıkların bir kısmını işgal etti, sonra da silahlandırılması yasak olan adaları önce silahlandırdı, sonra da o adalarda, askeri tatbikatlar yaptı.

Birkaç hafta önce “Bayrağımızın mavisi, Ege’mizin mavisi ila buluştu” notuyla paylaşılan, Yunanistan bayrağı da, yukarıda sözünü ettiğim şımarıklıkların cabası oldu.

Olup bitenlerden sonra, ülkemizi yönetenlerin “Yunanistan yöneticileri, aklını başına toplasın. Yoksa biz, gerekeni yaparız. Bu konuda, şakamız yok” diye özetleyebileceğim bir açıklama yaptı.

O açıklamadan sonra, Yunanistan Silahlı Kuvvetlerinden emekli bir komutan “Buradan, İstanbul’u bombalayacak gücümüz var. Bir günde, Ankara’ya varırız” gibi bir söz söyledi.

Yunanistan ile sorunlar yaşamaya başladığımız ilk günlerde “Yunanistan ile ikili görüşmeler yapabiliriz” türü açıklamalar yapılınca “Türkiye Cumhuriyetini yönetenler; ikili görüşmeler yapmayı düşünmek yerine, Kıbrıs’taki garantörlük hakkımızdan ve Lozan Antlaşması hükümlerinin, kayıtsız koşulsuz uygulanmasından yana tavır koyarak Yunanistan’a karşı net tavır almalıdır” diye yazmıştım.

Daha önce de yazdığım gibi “Yunanistan ile yaşanan, Adalar ve Ege Denizi Sorunu; Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ikili görüşmelerle değil, Lozan Antlaşması hükümlerinin uygulanması ile son bulur.”

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dikkate alınarak, ikili görüşmelere başlamak; hem Lozan’da kazandığımız hakların bir kısmını kaybetmenize neden olabilir, hem de anlaşma sağlanamaz ve bir askeri çatışma çıkarsa, Yunanistan Avrupa Birliğine üye ülkelerden biri olduğu için, Avrupa Birliğine üye ülkelerin tamamını, Yunanistan ile birlikte karışımızda görebiliriz çünkü.

Ben, bunları yazdıktan birkaç gün sonra; bu konuda, 2 emekli generalin bu konuda söylediği birkaç cümleyi yazmadan edemeyeceğim.

“Eskiden, Araplar ile İsrail arasında olan Filistin Sorunu -şimdi- Israil ile Filistin arasında.

Eskiden, Türkiye ile Yunanistan arasında olan Ege Sorunu -şimdi- Türkiye ile Avrupa Birliği arasında”(Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu)

Birinci ordunun planları deşifre edildi.

Türk Silahlı Kuvvetlerine açılan davalar sürecinde, bir gazeteci Birinci Ordu Komutanlığının Yunanistan ile ilgili planlarını deşifre etti. Bunların hepsi, bugün değişti. Yeniden hazırlandı.

O dönemin Genelkurmay Başkanı, Işık Koşaner, bana “Git savcıyla görüş. Asıl casusluğu, bu adam yapıyor, diye söyle” dedi. Gittim konuştum ancak başaramadım çünkü o da FETÖcüydü.(Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin)

Emekli generaller, bu yönde açıklama yaparken; geçmişte Genelkurmay Başkanlığı da yapan Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar’ın bu konuda, gereken tepkiyi koyacağına ve hükumetin, en doğru adımı atarak olumlu bir sonuç almasına katkı sunacağına inanıyorum.